Savaş Ekonomisi ve Faturası
Son günlerde dile getirilen yenilgi ve karamsarlık namelerine bir kaç kelam etmek gerekirse;
Efrin direnişi iki ay boyunca başta emperyalist desteği arkasına alan tüm savaş teknolojisini ve onbinlerce askeri gücü harekete geçiren TC nin kendi halkına ve davasına inanmış kendi topraklarını savunmak ve özgür bir halkın yaşam mücadelesini vermeye çalışan bir ulusun tarihsel haklı direnişine tarih ve bizler tanıklık ettik.
Bir kasaba büyüklüğündeki bu alanın işgali engelenememiş olması bizleri ne kadar üzdüysede bu süre zarfında verilen mücadele kaybedilen toprakların işgalci güçlerden alınacağınında teminatı olarak bu direnişin haklı karşılığı olacağına olan inancımızı kaybetmiyeceğimizide belirteyim.
Bu zaman zarfı bir kez daha gösterdiki ezilen ulusların haklı mücadelesinin temel dostları ve destekleyicileri devrimciler ve komünistlerdir. Bugün bu dostların pratiksel katkılarında yetersizliklerin olduğu doğrudur. Ancak TDH nin elli yıla dayanan teorik birikiminin bu yolda bu direnişin dostlarına önemli katkılar sunacağının altını çizerek bu direniş çizgisinin içinden geçilen ihanet ve tasfiye süreci içerisinde büyük öneminin olduğunu belirtirmeliyiz. İdeolojik olarak teslimiyet yaşanmadığı müdettçe direniş ve özgürlük iddasından kopulmadığı müdettçe uğruna bedeller ödenen halkın güvenini kaybetmediğin müddetçe kaybedilen her mevziye yeniden o bayrak dikilir.
Evet kaybedilen mevzilere bu bayrak dikilecektir çünkü bunun somut olanakları hala çok güçlü olarak varlığını koruyor. Faşist diktatörlük içte ve dışta uyguladığı açık faşist saldırılarını özellikle ıişgal ve ilhak politikalarını canlı tutatarak iç kamuoyunu ırkçı ve milliyetçi söylem ve politikalarla manüpile etmeye çabalıyor.
Bütün direniş odaklarına yada bütün muhalif alanlara saldırmasıda bu manüpilenin maya tutmasının önündeki tüm engelleri bertaraf etmeye dönüktür. Bu yüzden bu yalan ve manüpile üzerine kurulu düzen sorgulanmamalı tartışılamamalı ki milyonları inandırarak biat etmiş ümmet toplumu aracılığıyla saltanatını sürdürsünler. Ama kral çıplak bak ! evet çıplak olanı görmek yetmiyor onu seslice söylemek gerekiyor hemde tüm sesimizle.
Şimdi tüm ulus (ulusalcısı,kemalisti, sağcısı,sosyal faşisti vs.. ) Efrin zaferinin sahte hayallerinin kendisine çıkacak gerçek savaş ve işgal faturasını vatan millet edebiyatı laflarına bulandırılmış zamlar ve özelleştirme adı altında satışa sunulacak kamu mallarında görecek.
Fırat kalkanı,Somali ve Katar askeri üs idlibe birlik yollama Kuzey Iraka müdahale ve hava hareketi s 400 füzeleri ,ÖSO eğitimleri ve Efrin işgali.. ile TC nin Askeri harcamalar yaparak, dünyanın silah ithalatında yedinci sıraya oturduğunu biliyoruz.
2018 yılı bütçesi 763 milyar TL olarak belirlenmiş olup bu bütçede 91 milyar 306 milyon TL milli güvenliğe 9 milyar 374 milyon jandarmaya 2 milyara yakın MiT ‘e 23 milyar milli savunma bakanlığına ayrılan miktarla birlikte merkezi bütçenin yüzde onu bu alana akıyor.763 milyar TL.belirlenen bütçe giderlerine karşılık 697 milyar tl.gelir bekleniyor. Bu miktarında yani 697 milyar gelirinde esası yüzde 86 sı vergiden elde ediliyor. Buna rağmen 66 milyarlık TL.bir açık oluşuyor. Buna birde dış ve iç borçlanma ve bunun (432 milyar dış borcun 2018 yılında faizi ile birlikte 84 milyar dolar toplamda ödeme yapılacak ) faizinin ödemesi eklenince ortaya çıkan korkunç boşluk nasıl ödenecek ? işte sorunun ana noktası burası.
Ekonomist değilim ama gelir ve gideri çıkardığında kalan eksikliği borçlanarak kapatmaya çalışıyor ama buda yetmiyor. İşte son olarak Şeker Fabrikalarının satışı bu paralelde ele alınıyor.Yani devlete ait ne varsa sat hazır ve sıcak para ve bununla faizleri öde, denklemi yerli yerine oturuyor. Yetmedi gelirin büyük payı vergiden geldiğine göre vergiler yükseliyor, yetmiyor zamlar devreye giriyor yetmiyor, iflaslar ve sefalet çoğalıyor tüm bu çileler vatan millet aşkına halkın iman etmesinin şartı olarak koşuluyor.
Sözün kısası işgal ve faşizan kararlarla ömrünü uzatmaya çalışan bir sistemin tüm ahlaksızlığını yaşayanlar elbet bu biriken öfkesini kusacaktır.
Tüm bu saldırılar yerini karşı bir öfke birikimine bırakıyor. Bu birikim özellikle semt yoksulları ve işçi sınıfı alanında güçlü potansiyel bırakıyor. Bu potansiyel doğru kullanabilinir ve örgütlü güç etrafına çevrilebilinirse ve iktidarın manipülasyou bu noktada kırılabilinirse, Efrin halkıyla ve diğer ezilen mazlum uluslarla en büyük enternasyonal dayanışma yerine getirilmiş olur. Bu savaş sınırların dışında yürütülüyor bu kan orda dökülüyor gibi gösterilmeye çalışılıyor. Ama bunun her damla kanı ve göz yaşının temelide; yapanıda yaptıranıda bu topraklarda olduğu müddetçe, caydırıcı olanda engelleyici olanda bu ülke topraklarında olacak ki dökülen kanda gözyaşıda en azından azalsın.
28.03.2018