Ülkemiz sınıf mücadelesinde reformizm, yasalcılık ve parlementerizm gibi düzen içilikten devrimci kopuşun ifadesi olan 71 devrimci kopuşunda, 30 Mart Kızıldere devrimciler arasında devrimci dayanışma kültürünün de en açık halidir.
ON`ların mücadelesi, THKO önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan`nın idamlarını engellemek için Mahir Çayan ve arkadaşları Nato üssünden kaçırdıkları İngiliz ve Kanadalı teknisyenlerle Tokat`ın Kızıldere köyüne kadar geldiler. Faşist Türk Devleti, Onları mevzilendikleri muhtarın evinde katletti.
Siyasal iklim ve 71 Devrimci kopuşu
Türkiye`de hızla gelişen toplumsal muhalefet faşizmin kurmayları tarafından 71 Darbesi ile karşılandı. 68 Hareketinin dünya`daki etkisi, aynı zamanda ülkemiz devrimci dinamiklerinde de yükselişi beraberinde getiriyordu. Türkiye İşçi Partisi`nin meclise milletvekilleri soktuğu, TÜRK – İş`ten DİSK`e işçi akışının yüksek boyutlara ulaştığı ve 15-16 Haziran ayaklanması ile işçi sınıfı örgütlenme ve mücadele deneyimleri elde ediyordu. Faşizm gelişen mücadeleyi askeri tüm imha olanaklarını kullanarak bastırmaya çalışıyordu. THKO önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idama mahkum edildi. THKP/C önderlerinden Mahir Çayan bu sürecin devamında THKO ile ortak davranma kararı aldı. Mart 72`de Ünye´de kaçırdıkları rehineler ile Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının serbest bırakılmasını sağlamaya çalıştılar.
Mahir Çayan, Cihan Alptekin, Ömer Ayna, Ertan Saruhan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Ahmet Atasoy ülkemiz 71 Devrimcilerinin dayanışması ve gerektiğinde siperdaşlık için kendini feda ettiği devrimci dayanışma geleneğinin tohumlarının atılmasıydı. Tokat`ın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere`de „Biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik“ diğerek devrimci feda geleneği faşizmin teslimiyet dayatmalarına karşı devrimcilerin tutumu olarak tarihe geçti.
71 Devrimcileri tüm ideolojik ve örgütsel farklılıklarına rağmen Türkiye Devrimci Hareketinde dayanışma ve siperdaşlık kültürünün oluşmasını sağladı.
Mahir Çayan ve temsil ettiği THKP/C hareketinin ideolojik olarak Türkiye`de sınıfların tahlili, Kemalizmin sınıfsal niteliği noktasında „küçük burjuvazinin sol kanadı“ olarak ifade ettiği devleti oluşturan sınıfların içerisinde Kemalizmi yok sayması, milli mesele ve ulusal sorunda kemalizmin gerçek yüzünü görememesi aynı zamanda PASS (Politik askeri savaş stratejisi) stratejisi ile kemalizmin anti-emperyalist bağımsızlıkçı ve devriminin müttefiki olduğu gibi tezler, küçük burjuva sınıf ideolojisinin devrimci saflardaki izdüşümü olarak şekillenmişti.
ON`ların kahramanca direnişleri çeşitli milliyetlerden halkımızın devrimci mücadelesinde yaşayacaktır.