2 TEMMUZ SİVAS;
Kabuk Bağlamayan, Kanayan Yaramızdır; Hesap Sormak Ahdımızdır!
2 Temmuz 1993 günü, geleneksel Pir Sultan Abdal şenlikleri için toplanan kitle ile aydın-sanatçıları hedef alan, tamamen organizeli, devletin gizli-açık tüm güçlerinin açık desteği ile büyük bir katliam gerçekleştirildi.
Günler öncesinden, alevi karşıtı propagandalarla, yönlendirmelerle,dezenformasyonlarla çok yoğun bir şekilde tek yanlı olarak şekillendirilen gerici kitle, gündelik yaşamımızın bir parçası olarak bugünlerde şahit olduğumuz bir „cihat ordusu“ olarak örgütlenmiş, harekete geçirilmişti.
Gözü dönmüş derecede alevilere ve demokratik güçlere karşı düşmanlaştırılan ve canıyane şekilde vahşice saldıran katiller sürüsü, faşist devletin tüm kademelerdeki yetkililerinin gözleri önünde, polis, jandarma ve istihbaratın koruma ve teşvikinde, belediyenin tüm olanaklarını cömertçe sunmasıyla,TV`lerden canlı yayınlar yapılarak, sarılan Madımak oteli, cihadist bir vahşilikle ateşe veriliyordu.
Alevler ve dumanlar içerisinde boğuşan onlarca insan, çığlıklar içerisinde can verirken, kurtulanlar ise, hezayana kaptırılmış it sürülerince vahşice saldırılarak lınç edilmeye, katledilmeye çalışılıyordu.
İtfaiye araçlarından şu değil, benzin takviyesi ile ateşler harlanıyor, merdivenlerinden insanlar kurtarılması gerekirken, gerici kitlenin iyiden iyiye saldırganlaştırılması için propagandalar yapılıyordu.
Ve alevler arasında diri diri yakılarak, orta çağ karanlığını aratan bir vahşilikte canlarımız alınıyordu birer birer…
33 aydın, sanatçı, yazar ve iki otel çalışanı, alevler içerisinde can verdiler.
Dinci gerici Refah Partisiyle, Kemalist CHP`siyle, ANAP ve DYP`si ile , düzenin tüm partileri, faşist sisitemleri için, demokratik alevi inancının, ezilenlerin mücadelesinin katliamlarla bastırılmasında birleştiler, ortaklaştılar. Bugün T. Kürdistanı`nda, Sür, Cizre, Silopi,vb. yerlerde olduğu gibi..Ankara, Suruç,Amed katliamlarında olduğu gibi….Hedef ezilen mazlum uluslar, emekçiler, alevi inancı-kimliğidir. Saldırganlar ise; bugün olduğu gibi, tüm partileriyle, polisi, ordusu, istibaratı, paramiliter katliamcı güçleri ve sisitemin tüm resmi, gayri resmi kurumlarıyla faşist TC`den başkası değildir. Bu, son derece açıktır ve hiç bir güç, faşist sistemi aklayamayacaktır.
Faşist diktatörlük, katliamla yok etmeyi.sindirmeyi. sisiteme yedeklemeye çalıştığı aleviliği ve yok saydığı alevi kimliğini nasılki yok edemediyse, tam tersine daha büyük ve yaygın bir sahiplenmeye yol açtıysa, bundan sonra da, ezilen emekçilerin, ulusların ve inançların haklı-meşru hesap sorma kararlılığından da asla yakasını kurtaramayacaktır.
Her katliamda, yök saymada, ezilenler öfke biriktiriyor, demokratik hak arayışı bilinci ve kararlılığı gelişiyor. Ve bu gelişim, bu öfke birikimi, ezilenlerin genel kurtuluş mücadelesiyle elbette bağlarını kuracak ve hesap sorma bilincini kuşanacaktır.
Her Temmuz`un 2`sinde kabuk bağlamayan yaramız daha da kanamakta, öfkemizi-hesap sorma bilincimizi kabartmaktadır.
„intikamı alınmamış her şehidimizin mezar taşı eğiktir“ bilge sözünü tekrardan hatırlatarak;
2 Temmuz katliamının yaratıcıları olan faşist sistem ve uzantılarına karşı, her alanda, daha güçlü mücadele adımlarını örmek zorundayız.
Faşist sistemin, başta T.Kürdistanı olmak üzere, Rojava`da Kürt ülüşünün özgürlük mücadelesinin katliamlarla bastırılmasına;
Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerin ekonomik-sosyal, siyasal hak ve özgürlükler mücadelesinin bastırılmasına,;
ezilen ve yök sayılan başta aleviler olmak üzere tüm inançlara yöneli faşist baskı ve zulme;
Yani tüm ezilenlerin davasına sahip çıkarak, zalime, zulme, köhnemiş şeriatçı karanlık güçlere, bunların çatısı olan tüm bir faşist diktatörlüğe karşı, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde birleşelim.
Birlik-Mücadele-Zafer haykırışı ile, Ezilenler olarak kaderimizi elimize alarak zulmün üstüne yürüyelim.
Gün, çekilme, sinme, korkma ve sineye çekilme günü değildir;
Gün, Demirci Kawalardan, Mazlumlara, Pir Sultanlardan Borklücelere, Denizlerden, Mahirlerden İBO`lardan devraldığımız kavga bayrağını onurla taşıma günüdür. Ve bu inançla;
„Öyle yıkma kendini,
öyle mahsun, öyle garip…
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne üstüne,
tükür yüzüne celladın, fırsatçının, hayının…“
2 Temmuz Katliamını Unutmadak,Unutmayacağız,Hesabını Soracağız!
Kahrolsun Faşist Diktatörlük!
Yaşasın Özgür Gelecek Mücadelemiz!
İSVİÇRE TÜRKİYELİ İŞÇİLER FEDERASYONU