EVET! BU KADAR GENÇ AMA BU KADAR NEFRETLE DOLUYUZ!
Demokratik haklarının dünyanın her yerinde canının okunduğu ama En çok demokrasi nutuklarının atıldığı bir dönemdeyiz. Bu demokrasi nutuklarını ise yine en fazla Emperyalistler, gerici egemen sınıflar haykırmaktadır. Ezilenlere sürekli demokrasi dersi veren bu barbarlar ordusu, sistemlerini tehlikeye atan muhalefeti gördüklerinde ise derhal o hareketi kriminalize etmekte, şeytanlaştırmakta daha da ileri giderek “terörist” olarak yaftalamaktadır. Demokrasileri çünkü “metaları” özgürce dolaşsın, sermayeleri asalakça halkın sırtına kuralsız şekilde binsin diye vardır. Onlar demokrasiyi özgürce sömürme olanaklarını yarattığı oranda sevmektedir ve sahiplenmektedir. Ne zaman buna karşı bir isyan ve karşı çıkış görseler derhal onu demokrasi dışı ilan etmektedirler. Bu faşist ülkelerde daha acımasız bir biçimde hayata geçerken, burjuva demokratik ülkelerde ve emperyalist merkezlerde daha sinsice ve halkın refah düzeyi tehdit edilerek ikna edilmeye çalışılarak yapılmaktadır.
Almanya’da çıkan Bild gazetesi de emperyalist sistemin aktif savunucusu olan ve demokrasi söylemini dilinden düşürmeden, ancak demokratik hakları ve anti-kapitalist mücadeleyi hedefine koyan bir yayın çizgisine sahiptir. Bild gazetesinin ezilenin çıkarlarını savunmadığı ve korumadığı zaten bilinen bir gerçektir. Ancak G20 Protestolarında bunu bir kez daha yüksek sesle haykırdılar. Solcuları “çapulcu” olarak lanse etmeleri ve bu konuya daha fazla ilgi göstermemeleri durumu kalpazanlık yapmaktan başka bir şey değildir! Bild’in Solcular ve eylemciler için kullandığı argümanlar aslında çok tanıdık argümanlar. Güya “diktatör” diye sayfalarında teşhir ettiği bir Faşistin söyleminden devşirilmiş argümanları kendisi kullanıyor. Aslında Diktatör dediği adamın yönettiği ülkede her türlü gerici, faşist, baskıcı, katliamcı zihniyete gözünü yummakla da ünlüdür Bild gazetesi. Çünkü onlarla büyük ticari anlaşmaları ve sermaye yatırımları söz konusudur. Ama bazen karşı karşıya da gelirler. Çıkarları çatışır ya da emperyalist politikaları ile o ülkenin politikası taktik olarak ayrışır. Ya da başka emperyalist güce daha fazla yanaşması karşısında hiddetlenirler. İşte Almanya ve Bild gazetesi son dönem Faşist Tayyip Erdoğan’la gergin bir süreç yaşamaktadır. Ama ne fayda ki bu karşı karşıya gelme durumu olsa da sermayenin tatlı karları için ilişkiyi dengede tutmayı da yeğlerler sürekli. Ama onun diktatör olarak lanse ettiği söylemlerini de kullanmaktan geri kalmaz. Erdoğan’ın Gezi Kalkışmasında kullandığı argümanları belirtiğimiz gibi kalpazanca kullanır. Nerde? G20 sürecinde. Neden? Çünkü G20 kendi ülkesinin merkezindedir ve kendi çıkarlarını savunmaktadır. O yüzden bu protestolar kimseye hak değildir, olmamalıdır. Olursa “Diktatör” dediği Erdoğan’dan aldığı “çapulcu”, “terörist”, “üç beş öfkeli zibidi” vs vb kavramları tedavüle sokulur. Gericiler bir birinden öğrenmeyi hem iyi bilirler hem de çok severler.
Peki gerçekte G20 nedir? Emperyalistlerin bu kurum vasıtasıyla tüm dünyanın, tüm ülkelerini yağmalamasıdır. Asya’daki ucuz iş gücünden, Afrika’daki yer altı maddenlerinden, Ortadogu’daki petrolden, su, orman ve Avrupa’daki is gücümüzden yüksek ve tatlı karlar sağlamaktır amaçları! Evet tamda Bild gazetesi ilk defa doğru bir söz kullanmış. Bize saldırmayı amaçlarken, bizi aşağılamayı ve küçük düşürmeyi hedeflerken doğru bir söz kullanıyor: „Bu kadar genc, ama bu kadar nefret ile dolu!“!
Nefretle dolu çünkü köleleştirmeye karşı, savaşa karşı, ırkçılığa karşı, sömürüye karşı, emperyalist politikalara karşı ve kapitalizme karşı – nefretle dolu! Bu nefretimizin tek meşru olmayan bir yanını Bild gösteremez. Çünkü bunun nedenlerini ortaya koyduğunda Nefretimizin ne kadar haklı ve meşru olduğunu da kabul etmiş olacak. Bild sadece geniş kesimlerde öfke uyandıracak ve son dönemde Cihadist kesimler için sosyolojik tahlillerle kullanılan tılsımlı bir kavramı kullanıyor: “Nefret dolu gençler”… Biz nefret doluyuz evet. Bu nefretimizin nedenlerini siz gizlesenizde biz ısrarla, kararlıkla halka bunun nedenlerini anlatacağız. Sizin bize saldırmak için kullandığınız bu kavramın nedenlerini herkese kavratana kadar bu nefret dolu ruh halimizi ve bilincimizi koruyacağız.
G20 yürüyüşünden beri, Gazetecilerden, Politikacılardan, medyadan, akademik çevreden ve örgütlerden oluşan sağcı gerici bir ittifak var! Bunlar solcuları “Terörist” ve “Çapulcu” olarak damgalamaya çalışmaktalar. Bild gazetesi G20 protestolarına katılanların resimlerini yayınlayarak Hamburg polisine bilgi aktarılmasını hedefliyor. Yani ihbarcılığı bir yayın çizgisiyle hayata geçiriyor. Bild gazetesi ve yandaşları ava başlamıştır, ama bu kendi sonlarını getiren bir av olacak, çünkü bunun sonuçlarını taşıyamayacak kadar ağır gelişmelere gebe bir iklim oluşuyor! Yayınladıkları
Fotoğraflardaki insanları hedef gösteriyorlar hayatlarını tehlikeye atıyorlar. Bu sadece polise gösterilen bir hedef değildir. Sağcı ve faşist saldırgan grupları göreve çağıran bir yaklaşım içindeler. İster istemez diğer sağcıları kendi adaletlerini uygulamaya imkan veriyorlar, hatta çağırıyorlar (zaten bu yayın çizgisi kendi adaletlerini uyguladıklarının bir göstergesidir) ve bu insan hayatına mal olabilecek bir durum. Kendi adaletlerini uygulamaya çağırmaları yayın çizgisinde bu eylemleri ve solcuları suçlu göstermeleri ve her birini “terörist” olarak yansıtmalarıdır. Korku ve dehşet uyandırarak bir hedefe koyma durumu söz konusu. Herkes biliyor, anayasa koruma kurumu da (Alman İstihbaratı) biliyorki, silahlı aşırı sağcılar, neonazi grupları var Almanya’da. Ve bunların halka ve solculara, göçmenlere karşı suçları kabarık. Suç işleme potansiyelleri ise halı hazırda var. Bild gazetesi bu gerçeği bilmiyor olamaz. Bild gazetesi bu gerçeği bilerek suc ortaklığı yapmaktan geri durmuyor! Yaşanacak her saldırıdan bugünden bu gazeteyi suçortağı ilan etmek yanlış olmayacak.
Bu kadar “köhne” ama hala bu kadar sağcısın Bild gazetesi….
Almanya’da Anti-komünist propaganda çok uzun bir geleneğe sahiptir! Nazi döneminde
Partizanlara karşı kışkırtılıyordu. Bu gelenek Göbbels ve arkadaşlarının zihniyetine ve bedenlerine naletler yağdırarak, Bild gazetesi ve yandaşları tarafından hala o ruh olduğu gibi yaşatılıyor. “Nazizme nalet faşizme devam et” çizgisidir bu. Biz bu ideolojiye karşı bir defa savaşı kazandık, ve eminiz ki, önümüzdekinde de faşizme zemin sunan Kapitalizmi, emperyalizmi, ırkçılığı ve tüm sömürüyü ortadan kaldırarak, kökünü kazıyarak kazanacağız. Nefretimizden korkun çünkü bu defa kurtarıcınızda olmayacak.
SIZIN ICIN NEFRET DOLU GENC BIR KADINDAN…