İçinden geçtiğimiz süreç her yönüyle “enterasan” bir süreçtir. Kurumlarımız arasında adeta yaratılmaya çalışılan sistematik bir gerginlik politikası söz konusudur. Hak, hukuk, yetki noktasında ATİK hiç bu kadar tacize uğramamış, keyfiyet bu denli bir lüks haline gelmemişti. Adeta “erken kalkan” ATİK ve onun önderliği konseyin yetki ve hak alanını gasp etmekte, onu yok saymaktadır. Hiç bir uyarı, eleştiri, çaba sonuç üretmemektedir. Anlaşılmaz bir şekilde organize bir yöntemle hassas noktalar kaşınmakta, yetkili olduğumuz alanlar elimizden alınmakta, kurumlarımız arasındaki çelişkilerde müdahale olanaklarımız ya yok sayılmakta ya da tümüyle görmezden gelinmektedir.
Sorunlarımızdan birisi de ATİK-AHM sitesi ile ilgilidir. ATİK sitesi kuruluşundan bugüne yani 7 yıldır ATİK Konseye bağlı AHM yayın kurulu tarafından yönetilmektedir. Öyle ya da böyle, beğenelim ya da beğenmeyelim ATİK sitesinin kuruluşu, bugüne kadar taşınmasında AHM yayın kurulunun emeği vardır. AHM yayın kurulu başta ATİK kongreleri olmak üzere ATİK konseye bu noktada hesap vermekte, onun belirlediği yönelim doğrultusunda yayınını sürdürmektedir.
ATİK sitesinin ATİK’e devredilmesi için bir süredir girişimlerimiz söz konusudur. Hosting/Server’ın kayıtlı olduğu Londra’daki şirkete planlamamız doğrultusunda ana şifrelerin tarafımıza verilmesi talep edilmiştir. ATİK konseyin bu kararı şirket sahibi Arkadaşımıza aktarılmıştır. Ancak bir yıldır bu talebimize yanıt verme zahmetine dahi katlanmayan bir tutuma şahit olduk. Bu işlemin yapılıp yapılmayacağına dair bile bir izah yapılmamıştır. ATİK çevresinde olan ve güven temelinde ilişkide şüphe duymadığımız bu arkadaşımızın bu duyarsız ve umursamaz tavrı ilk etapta her hangi bir olumsuz tutuma yorulmamıştır. Ancak gelişmeler ve var olan duyarsızlığın bu arkadaşın bireysel tavrı olmadığı bugün çok net bir şekilde anlaşılmıştır. Yukarda bahsettiğimiz “organizeli işlerin” sadece bir parçası olduğu görülmektedir.
Zira 2016 Aralık aynın ortasından itibaren bahsi geçen şirket sahibi elimizdeki tüm şifreleri değiştirerek siteyle ilişkilerimizi koparmıştır. Bu noktada derhal müdahale edilmiş, uyarılmıştır ilgili arkadaş. Ancak verdiğimiz ses ilgili şirket sahibinden değil ATİK Konsey başkanımızdan gelmiştir. Böylece bir nevi suçlu ayağa kalkmıştır. ATİK konsey başkanımız ilgili şirket sahibinin yeni şifreleri kendisine ilettiğini aktarmıştır. Kongreye kadar da kendi denetiminde sitenin olmasını talep etmiştir. Ancak tüm AHM yayın kurulu by-pass edilirken Konsey başkanımız ilginçtir AHM muhabirlerinden sadece bir kişiye şifre verdiğini ve siteye haber yapma hakkı tanıdığını da ifade etmiştir. Konsey başkanımızın hangi ölçütlerle, kriterle bu tercihi yaptığını izah etmemektedir zaten gerekte duymamaktadır. Ancak biz bu kriterin ne olduğunu biliyoruz. Bu kriter siteyi kendi anlayış ve tutumuna göre şekillendirme de yakalanan ortaklıktır.
Başkanımız, Konseyimizin ortak kararla defalarca uyarmasına, ikaz etmesine ve yayının yetkilendirilmiş kuruma devredilmesi uyarısına rağmen darbeci bir zihniyete yakışacak şekilde hiç bir adım atmamıştır. 23. Kongre iradesi ile seçilmiş bir konseye ve onun taşıdığı iradeye saygısızlık ancak darbeci bir zihniyetle açıklanabilir. 1994’de dahi bu noktaya taşınan bir saygısızlık ve kural tanımazlık yaşanmamıştır.
Bu sorunu çözmek için haftalardır uğraşmaktayız. Çaba göstermekteyiz. Denetim Kurulumuzun üyelerinden bir yoldaşın sorunu çözmek için yaptığı son girişim ve uğraş ise yine olumsuz sonuçlanmıştır. Başkanımız ve ilgili şirket sahibi arkadaşımız kendi bildiklerini okumaya devam etmiştir. Defalarca “durumu kamuoyuna açıklamaktan başka şans bırakmıyorsunuz” uyarımız adeta İrademize meydan okumaya, “bildiğinizi yapın” hoyratlığında bir pratik tutuma dönüşmüştür.
Türkiye’de başkanlık rejimine geçisin tartışıldığı bir dönemde Konsey başkanımız kurumumuzda adeta “BİR BAŞKANLIK REJİMİNE” GEÇMİŞTİR. Bu özgülde kendince olağan üstü hal ilan etmiş, haklarımızı kendinde toplamış, istediğine yetki dağıtmıştır. Aklımızla, örgütlü mücadelemizle dalga geçecek nokta da bir duyarsızlık, vurdumduymazlıkla karşı karşıyayız. Ancak demokratik, ilerici mücadeleyle şekillenmiş, pişmiş ve bugüne taşımış kurumumuzda bilinmelidir ki öyle kolay BAŞKANLIK rejimi ilan edilemez.
Bu darbeciliğin ve hak ve yetkileri gasp etmenin gerekçesi ise çocukları dahi güldürecek özelliktedir. AHM’nin yayın çizgisine, kullanılış biçimine, tek yanlı tutumuna yönelik eleştiriler gerekçe olarak sunulmuştur. Kuşkusuz bunların her biri haklılık içeren eleştirilerde olabilir, haksız olan eleştirilerde. Ancak ne zamandan beri memnun olmadığımız, eleştirdiğimiz noktada yetkileri tek elde toplama pratiği hayata geçmektedir. Bu tutum bir darbecilik zihniyetidir. Hiç bir “haklı eleştirim karşılık bulmuyor” diye elimizdeki olanaklar kullanılarak hukuka uymayan bir yetki gasbı yapılamaz. Konsey kollektif bir organdır, kollektif şekilde karar alır, azınlık çoğunluğa tabi olur, başkanı konsey atar, konsey görevden alır ve başkanın sadece ve sadece herhangi bir konsey üyesi kadar yetkisi vardır. Kaldi ki başkanın eleştirileri ciddiye alınmamış da değildir. Yayın çizgimiz bu konsey döneminde bambaşka bir noktaya evrilmişte değildir. Daha önceki yayın çizgimizin devamı şeklinde bir yayıncılık bu süreçte de devam ettirilmiştir. ATİK’e bağlı hiç bir kuruma ne özel bir ayrıcalık ne de özel bir engel konulmamıştır. Yani eleştirileri ciddiye alınmış, yayın çizgimize uyumlu bir şekilde olacak şekilde pratik uygulamalar yapılmıştır. Başkanımızın tek yanlı habercilik eleştirisi ile gasp ettiği ATİK web sitesinin onun “başkanlık rejiminde” yaptığı son bir buçuk aylık yayına bakıldığında kendi eleştirisini bizzat uygulayan konumda olduğunu görebiliriz. Yani ciddi bir ilkesizlikte söz konusudur. Bu tabloda eleştiri konusu yapılarak gerçekleşen gasbın sadece basit bir gerekçe bulma olduğu görülecektir. Kendi anlayış, politik tutum ve yaklaşımının sesi yapmaya çalıştığı bir amaç ve hedef söz konusudur. Bunu çok istiyorsaydı eğer ATİK buna alet edilmemeliydi. Kendisini bağlayacak bir internet sitesi kurmasının önünde bir engel söz konusu değildi.
Tüm bunlara rağmen bir ayı geçen süre içinde ATİK web sitesi Konseyimize, AHM yayın kuruluna ve ATİK denetime rağmen bir yayıncılık sürdürmektedir. Demokratik kitle örgütünün demokratik işleyişine tam teşekküllü bir darbe söz konusudur.
Bunu ATİK bileşenlerimizle ve kamuoyu ile paylaşmaktan başka bir seçenek bize bırakılmamıştır. Son 8 haftadır her türlü girişimimiz sonuçsuz kalmış, tam bir pervasızlık ve vurdum duymazlıkla kendi bildiğini okuyan bir konumlanış alınmıştır.
Sorun belki ATİK konsey toplantısında konuşularak, çözülür yaklaşımıyla 8. Toplantı beklenmiştir.
ATİK 8. Toplantısında gündem maddeleri içinde, ATİK web sitesinin Konseyin denetimine, AHM `ye verilmesi, yapılan gaspçi ve bypass yaklaşımından ötürü özeleştiri istenmiştir. Özeleştiriye yanaşmayan Başkana karşı, Konsey güvensizlik belirtmiştir.Güvensizlik belirten Konseyin tutumdan sonra, Başkan ben bir tarafım diyerek Konseyden çekildiğini açıklamıştır. Demokrasi anlayışı ve irade ve demokratik merkeziyetçilik işleyişini tersyüz eden, tek başına yetkisiz olduğu halde bugün kamuoyuna ATİK adını kullanarak açıklama yapma cüretini bulan bu anlayış neyi amaçlamaktadır ? Provakasyon ve bölücülük kime hizmet ediyor ?
Tüm ATİK bileşenleri sorumluluk duygusuyla düşünmeli, hukuksuz meşru olmayan, tek adam yaklaşımını mahkum ederek iradenin yanında yer almalı ve bu tutum içinde olanlara tavır almalıdır. Referandumda, tek adamlığa “Başkanlığa Hayır” kampanyası ve tavrı içinde olan, konseyden, görevden kaçan kariyerizm hastalığına yakalanmış Başkanın tavrı ibretliktir. Türkiye`de Başkanlığa” Hayır “derken, Kendi, başkanlığa ve koltuğa yapışan, tarafım diyen, kucaklayıcı olmayan, kamplaşmaları derinleştiren, bundan beslenen tavırları tarih affetmeyecektir.
Tüm demokratik, ilerici kamuoyuna, www.atik-online.net sitesinin Konseyimiz denetiminde yetkilendirilmiş AHM yayın kurulu kontrolünde yayın yapmadığını, bu haklarımızın darbeci bir anlayışla gasp edildiğini ilan ediyoruz.
ATİK KONSEYi
05.02.2017