Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Avrupa örgütü ABD’nin Rojava’dan çekileceğini açıklamasının ardından ortaya çıkan durumla ilgili bir açıklama yaptı.
Açıklamada kapitalist, emperyalist devletlere değil dünya halklarına seslenilerek “Bu durumun müsebbibi olan kapitalist-emperyalist devletlerin mecbur kalmadıkça halklar lehine bir karar almayacaklarından adımız kadar eminiz. Bu yüzden de çağrımız devletlere, onların BM, AHİM, CPT ikiyüzlü kurumlarına değil, dünya halklarına. “ dendi.
SYKP Avrupa’nın yaptığı açıklamanın tam metni şöyle:
Tüm Dünya Halklarına çağrımızdır: Rojava’ya sahip çıkmak barışa, demokrasiye, insan haklarına sahip çıkmaktır!
Ortadoğu’yu insanların, hayvanların, doğanın, kültürlerin, tarihin yaşadığı bir coğrafya olarak değil de, yeraltı-yerüstü kaynakları sömürülecek, insanların emeklerine, kadınların bedenlerine, çocukların geleceklerine el konulacak bir pazar yeri olarak gören kapitalist, emperyalist devletler bölgeyi yıllardır savaş meydanına çevirdiler.
Aldıkları her karar, oluşturdukları her koalisyon, kurdukları her “çözüm masası” kârları ve çıkarları için. Ortadoğu’da yaşayan halklar, yok edilen tarihsel, coğrafi, kültürel birikimler umurlarında değil!
Biraz daha fazla silah satabilmek, petrol kuyusu elde edebilmek ve ticaret pazarlarına hakim olabilmek için, yüzbinlerce insanın ölmesine, milyonlarcasının göç yollarına düşmesine neden olmaktan en ufak bir rahatsızlık duymuyorlar.
Tarihin başka bir kanlı sürecinde, 1. Emperyalist Paylaşım Savaşı sırasında, kimliksiz, statüsüz bir sömürge durumunda bırakılan Kürt Halkı, 100 yıldır Türkiye’de, Irak’ta, İran’da ve Suriye’de eşitlik, özgürlük mücadelesi vermekte. Emperyalistlerin bölge bekçilerine pay edilen Kürdistan’da akan kan adeta çıkartılan petrolle yarıştı bu süre boyunca.
Kürtler kimliksiz, statüsüz
40 milyonun üzerindeki nüfusuyla Kürtler, hâlihazırda pek çok devletin nüfusundan fazla durumda. Ortadoğu’nun en kadim halklarından olan bu halk, hala en temel insani haklarını elde edebilmek için canlarını vermek zorunda kalıyorlar.
Bugün Rojava’da PYD’ye ilham veren Abdullah Öcalan’ın “Demokratik Konfederalizm” paradigması, sadece Kürtlere değil bütün bölge halklarına özgürce birarada yaşamayı teklif ediyor.
ABD’den Rusya’ya, Erdoğan’dan Esad’a birbirlerinin rakibi olan güçlerin önce Afrin’de, şimdi de Rojava’nın geri kalan kısmında IŞİD’in karşında en kahramanca mücadeleyi veren SGD/PYD’ye karşı aynı saflarda buluşması tam da bu tekliften dolayıdır.
Bölge’de bütün halkların özgürce birarada yaşadığı değil, ezenin, ezilenin olduğu bu düzenin devamından yana olanlar bir kez daha Kürt halkını statüsüzlüğe mahkum etmek istiyorlar.
Yeni bir kaos kapıda
Türkiye’nin Afrin’den sonra Minbiç’i, Kobane’yi, Cizire’yi cihatçı çetelerle birlikte işgal etmesi sadece Kürt Halkını değil, bölgede yaşayan bütün seküler toplulukları yeni bir kaosun içerisine sürükleyecek. Asuri, Ermeni, Ezidi, Arap, Türkmen yüzbinlerce insanın daha ölüm tuzaklarıyla dolu göç yollarına düşmelerine sebep olacak.
Bu durumun müsebbibi olan kapitalist-emperyalist devletlerin mecbur kalmadıkça halklar lehine bir karar almayacaklarından adımız kadar eminiz. Bu yüzden de çağrımız devletlere, onların BM, AHİM, CPT ikiyüzlü kurumlarına değil, dünya halklarına.
Bu zulmü, vicdansızlığı durdurabilecek tek güç sizin “hayır” demeniz ve Rojava’ya sahip çıkmanızdır. Şayet Kobane’nin IŞİD’den kurtarıldığı süreçte olduğu gibi dünya halkları barışa, demokrasiye, insan haklarına sahip çıkar ve savaş tüccarı hükumetlerinin karşısına dikilirse, o zaman bu devletler geri adım atmak zorunda kalacaklardır.
Rojava’ya ancak halklar sahip çıkabilir
Kapitalist devletler halkın derdini çözmek için değil, sesini kesmek için çabalarlar. O yüzden Rojava halklarının derdinden ancak dünyanın emekçi, demokrasiden yana halkları anlayacaktır.
Bu çağrımız aynı zamanda Türkiye Halklarınadır. Kürdün hakkını, hukukunu kabul etmedikçe, ona yapılan zulme karşı çıkmadıkça Türkün de derdi bitmeyecektir. Biz “savaş değil, barış, eşitlik, kardeşlik istiyoruz” dersek, ne AKP ne de başka bir hükumet halklarımızı birbirlerine düşman eden bu savaş politikalarını sürdüremez.
Yarın savaşın acılarına ortak olmaya çabalamak yerine, gelin bugün hep birlikte barış mücadelesinin parçası olalım. Şimdi Rojava’nın işgaline, Kürt halkının kimliksiz, statüsüz, örgütsüz bırakılmasına seyirci kalırsak, yarın bombalar, kurşunlar altında, göç yollarında yaşam mücadelesi verecek milyonların dramlarıyla yüzyüze kalırız.
O yüzden şimdi Rojava’ya sahip çıkmak, barışa, demokrasiye, insan haklarına sahip çıkmaktır!
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Avrupa