İşçi ve Emekçilerin Birlik, Mücadele ve Zafer Günü 1 Mayıs`ta;
Sokaklara, Haklarımızı ve Geleceğimizi Savunmaya!
Dünyada emperyalistlerin krizleri derinleştikçe emekçi halklara yönelik baskılarda her geçen gün artmakta. ABD emperyalizmi üzerinden çıkan ilk dalganın bütün emperyalist ülke ve bloklarda baş göstermesiyle birlikte 4 yılı aşkındır restorasyon çalışmalarına devam eden emperyalistler, başta yarı-sömürge ülkelerin ekonomilerini de dibe vurdurduktan sonra savaş naraları ile krizlerinin çıkmazını da kanıtlamış oldular.
Geçtiğimiz yıllarda yapılan ve nerdeyse Avrupa genelinde olan parlamento seçimlerinde Almanya, Fransa, İngiltere ve Avusturya’da ırkçılıkları ve faşist yapıları tasdiklenmiş partiler hükümete geldi. Bunların arasında Avusturya ise apayrı bir boyuta ulaştı. Bir taraftan işsizlik kurumsallaştırılmakta diğer taraftan ise Avusturya egemenleri istihdam alanlarını arttırmak yerine yeni çalışma yasasıyla çalışma gününü 12 saate çıkarttı. Ekonomik krizden beri zaten fiilen işleyen bu durumun yasallaşması ise yıpranma payı (Zuschlag) ödemelerinin tamamen kalkmasına, yasal olarak 8 saatlik kaydı olan bir işçinin günde kendi rızası olmaksızın 10 saatten fazla çalıştırılamamasının önündeki engelleri de kaldırdı. 100 yıl aradan sonra kendi egemenlerinin sınırlarıyla barışık eylemler binleri de yürütse buna engel olamamıştır.
Notstandshilfe-Neu(Sozialhilfe) ile birlikte yoksulluk toplumun geniş kesimleri üzerinden yapısal hale getirilirken, özellikle emekçi kadınlar, yarım gün tek olarak çalışan kadınlar yoksulluğa ve açlık sınırına itilmektedir. Yarım asırdır kapitalist sömürü ve ekonomik saldırganlık kalıcı hale getirilmekte, toplu sözleşme görüşmeleri sermayenin sömürü ve ekonomik saldırıları çerçevesinde dondurularak enflasyon miktarıyla eşitlenmekte, bu durumla ücretler on yıllardır dondurulmakta, hayat pahalılığı, kiralar ve ücret vergileri sistematik olarak yükseltilmekte. Gelir adaletsizliğindeki uygulamalar devletin ve burjuvazinin ortaklığı üzerinden daha da şiddetli bir şekilde gelişmekte.
İnanç hürriyeti adı altında çıkarılan İslam Yasası ise okunduğunda aslında inanç üzerinden nasıl bir anti-terör yasası çıkartılabileceğinin ispatı oldu. Geçmiş senelerdeki uyarlamalarda şüpheli ilan edilenler ırkçılar arasında “kara kafa” denerek tabir edilen Asya ve Afrika kökenli göçmenlerken bu tabir bu yasayla net şekilde yerine oturdu.
Yıllık %14 gibi bir enflasyon rakamı sadece yaşam malzemeleri üzerinden açıklanırken maaşlara bunun yansıması ise bir hiç olmuştur. Bunu yine kendi ırkçı yaklaşımlarıyla açıklayan egemenler, durumu fırsat bilerek Avusturya’daki Sosyal Güvenlik Yasası’nı da değiştirerek bir ilke imza attı. Açlık rakamı olan 950 Euro’nun altında 830 Euro sosyal yardım kararlaştıran ÖVP-FPÖ hükümeti, göçmenlerin sosyal yardım alması konusunda ise Almanca’da B1 (lise düzeyi), İngilizce’de ise C1 (yüksek öğrenim düzeyi) dil bilme şartı koşarak ırkçılık ve ayrımcılık düzenini kurumsallaştırmakta.
Avusturya’yı emperyalist kılan çeşitli sermaye gruplarından da destek alan ÖVP-FPÖ hükümeti, HYPOBANK’ın batağının ödenmesini unuturcasına bugüne kadar sistem partilerince halktan çalınan paranın yerini gene halkın cebinden doldurmaktadır. Artan vergiler, artan fiyatlar, düşen maaşlar, düşürülen sosyal yardımlar, devlet için tehlikeli iddia edilen sosyal katmanlar, sokaklara dökülen ve katliamcılardan bağışlar alan ırkçı-faşist örgütler. Bunların hiçbiri daha düne kadar açığa çıkmadı. Emperyalist – kapitalist burjuvazinin ÖVP – FPÖ kliği bir yandan 12 Saat uygulaması, diğer yandan ise Islam Yasası, Mültecilerin saat ücreti olarak 1,50 Euro ile çalıştırılması ve göç yollarındaki göçmenlerin ölüm, saldırı ve faşist saldırılarla karşılaşması ırkçı – faşist saldırganlığın yapısal hale getirilmesini sağlamakta, işçi ve emekçilerin bölünüp, parçalanması hedeflenmekte. Emekçi halklar bir taraftan ırkçıların ekmeğine yağ sürecek şekilde kutuplaştırılırken diğer taraftan da fakirleştirilmektedir. “Dur” denmeyen her bir icraat bir diğerinin garantisini teşkil etmektedir.
Tüm Emekçiler, Kadınlar, Gençler;
Artan baskı politikalarına ve sosyal hak gasplarına karşı mücadeleyi örgütlemek yegane görev olarak karşımızda durmaktadır. 100 yıldır sokaklarda alınmış haklar elbette sokaklarda savunulacaktır. Kendi egemenliği haricinde her şeyi hiçe sayanların yerinin tekrardan tarihin çöplüğü olması ancak işçi ve emekçilerin birliği ve mücadelesiyle mümkün olacaktır. Bu mücadele için herkesi 1 Mayıs’ta sokaklara, mücadeleyi güçlendirmeye çağırıyoruz.
Yaşasın 1 Mayıs, İşçilerin Birlik ve Mücadele Günü
Yaşasın Halkların Tam Hak Eşitliği
Krizin Bedelini Ödemeyeceğiz, Ödettireceğiz!
ATİGF (Avusturya Türkiyeli İşçi ve Gençlik Federasyonu)
Fedarasyon Karkaren u Ciwanen ji Tirkiye li Austrie
Föderation der Arbeiter und Jugendlichen aus der Türkei in Österreich
[email protected]
ATIGF 1Mai Erklärung Deutsch 2019