AHM: İsviçre Türkiyeli İşçiler Federasyonu – İTİF’inde içinde yer aldığı İsviçre Demokratik Güç Birliği, 1 Mayıs’ta İsviçre devleti ve Zürih polisi’nin saldırılarına karşı İDGB kamuoyuna yönelik açıklama yaptı. Bu açıklamayı olduğu gibi yayınlıyoruz.
“Basına ve Kamuoyuna
Dünya’da emperyalistler corona nedeniyle sokakları işçilere, emekçilere yasaklarken, fabrikalar emperyalistlere kar üretmeye devam ediyor. Kadınları evlere hapseden bu sömürgeci sistem kadına uygulanan şiddeti görmezden geliyor. Gençleri sokaktan uzaklaştırarak kendi sömürü çarklarını devam ettirmek istiyorlar.
Bizler İDGB(İsviçre Demokratik Güç Birliği) bileşenleri olarak işçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin ezilen ulus ve inaçların ve kendini farklı tanımlayan tüm cinsel yönelimlerin birlik mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayısın sokakta kutlanması ve yapılacak basın açıklaması kapitalist emperyalist sisteme karşı mücadeleyi sokakta büyütülmesi gerektiğine inanarak sokaklarda olama çağrısı yaptık.
İsviçre’nin birçok kentinde halklarımız işçiler kadınlar gençler sokaklardaydı. Zürih kentinde de işçiler ve emekçiler olarak 1 Mayıs’ı sokakta kutlamak üzere alanlara çıktık.
1 Mayıs günü İsviçre’nin Zürih kentinde yaşananlar, anti demokratik bir ülkede yaşadığımızın bir göstergesiydi. Zürih Polisi kendi koydukları sosyal mesafe kurallarını ve kendi yasalarını ihlal ettiler. Eylem alanına gelen insanlara şiddet kullanarak, gaz sıkarak yaklaşık elli kişilik grubu on metre karelik bir alanda saatlerce bekletmiştir. Fiili gözaltı uygulamıştır. İsviçrenin resmi televizyonu olan SRF nin yapmış olduğu haberlerde bile polisin uygulamalarının ne kadar anti demokratik olduğu ifade edilmiştir. Kanton polis şefinin açıklaması ise biz, bize verilen emri uyguladık şeklinde olmuştur. O gün orada doğabilecek herhangi bir olumsuzluk yada hastalanma durumundan tamamen Zürih polisi ve o müdahale emrini veren kanton yöneticileri sorumludur.
Tüm kayıtlarda açıkça görülüyorki, eylem alanına gelen kitlenin tamamı maske takmış ve fiziki mesafeye uygun bir şekilde bulunmaktaydı. Bunun tüm delilleri basında ve kamera kayıtlarında mevcuttur. Zürih polis müdürü eylemcileri kol kola gördüklerini ve zorla birbirlerinden ayırdıkları bahanesini öne sürerek kitleye müdahale etmiş ve kitlenin sağlığını tehlikeye atmıştır.
Daha sonra kimlik kontrolleri yapılması esnasında kişileri tahrik edici bir şekilde gözaltı muamelesi yapmıştır. Kimlik kontrolü yapıp bırakacağız diyerek aldığı young struggle okuru bir genç kadın yoldaşımızı hiçbir gerekçe göstermeden ters kelepçe yaparak göz altına almıştır. Göz altı süresince sürekli tehdit edilerek yapılan eylemi kim organize etti vb, sorular sorularak psikolojik şiddet uygulanmıştır. Göz altına alma süresince ve sonrasında tehdit vari davranışları devam etmiştir. Bazı yayın organları Bellevue de yapılan eylemin lideri yakalandı şeklinde asılsız suçlamalarla toplum üzerinde bir algı oluşturmaya çalışmaktadırlar. Bu antidemokratik uygulamaları ve asılsız suçlamaları kabul etmeyeceğiz. İsviçre devletinin, Zürih kanton yönetiminin ve Zürih polisinin işçi- emekçi ve göçmen düşmanı, ırkçı uygulamalarının karşısında olacağımızı bir kez daha belirtiyoruz.
Zürih polisinin bu şiddet tavrını kınıyoruz. Bundan sonraki sürecin İDGB bileşenleri olarak takipçisi olacağız. Sokakta ısrar edecek, siyasal özgürlüklerimizi savunacağız!
1 Mayıs haktır yasaklanamaz!
Yaşasın 1 Mayıs!!
İDGB (İsviçre Demokratik Güç Birliği)”