Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş HALKLARIMIZIN ONURUDUR, İRADESİDİR!
Demokratik Komuoyuna!
Birinci Dünya savaşı süresince Ermeni, Süryani, Ezidi ve Helen halklar soykırımı sonrası inşa edilen Türk ulus devletinin yüzyıllık stratejisi Kürt ve Kürdistan statüsü karşıtıdır. Bu karşıtlık dönemsel olarak Alevi, emek, demokrasi karşıtlığı ile halkları ve kimlikleri inkar ve imha ile devam eden bir stratejidir. Ekim 2014’te Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararıyla bir kez daha bu strateji güncellenmiş, 7 Haziran Seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kazandığı nitelikli başarı, iktidar bloğunca yok hükmünde görülerek, savaş devreye sokulmuştur. Kürdistan bir kez daha ilhak ve işgal edilmiş, kentler yerle bir edilmiş, savaş suçları eşliğinde insanlık değerleri ayaklar altına alınmıştı. Sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri, sendikalar lağvedilmiş, demokratik siyaset tasfiye edilmiş, tek adam diktatörlüğüne meşru olmayan yol ve yöntemlerle resmiyet kazandırılmak istenmektedir.
2015 Temmuzunda Faşist AKP-Erdoğan iktidarı katliam, baskı ve şiddetle sağladığı iktidarını, 15 Temmuz darbe girişimini gerekçelendirerek çok yönlü ve çok boyutlu saldırılar eşliğinde, 4 Kasım 2016’da gerçekleşen gözaltı-tutuklama darbesiyle altı milyonun iradesi HDP milletvekilleri rehin alınmışlardı. Başta eş genel başkanlar olmak üzere, demokratik siyasetin temsilcileri onlarca milletvekili gözaltına alınmış, tutuklanmış, altı milletvekilinin milletvekilliği düşürülmüştür. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) belediyelerine kayyum atanarak el konulmuş, 84 belediye eş başkanı tutuklanmıştır. Binlerce parti yöneticisi tutsak, yüz binlerce insan göçe zorlanmış, on binlerce emekçi siyasetçi, aydın, gazeteci ve muhalif gözaltına alınmış, linç edilmiş, hukuksuzca keyfi mağduriyetlerle karşı karşıya bırakılmışlardır.
Darbe gerekçelendirilerek ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile hukuk yok sayılmış, baskı, sömürü ve zulüm altında temel insan hakları çiğnenmiş, yüz binlerce insanın can ve mal güvenliği Karar Hükmünde Kararnameler (KHK) ile gasp edilmiştir. AKP-MHP ve ulusalcı askeri bürokrasinin oligarşik iktidarcı bloğu devletin bekası, halklarımızın demokrasi, özgürlük ve emek blokuna ve onun demokratik siyasetine karşı ilan etmişlerdir. Demokratik siyasetin tasfiyesi ile milyonlar demokratik mücadelede öncüsüz ve önderliksiz bırakılmak istenmektedir. Halklarımızın özgür iradeleriyle seçmiş oldukları HDP Eş Genel Başkanları Sayın Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, onlarca milletvekili ile birlikte tutuklanmış, hukuksuzca devam eden bir yılı aşkın süredir rehin tutulmaktadırlar. Bu rehin tutmaya karşın Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş faşizme boyun eğmemiş, halklarımızın demokrasi ve barış özlemlerini zindanda haykırmaya devam etmişlerdir, etmektedirler.
Halkları, ezilenleri ve yoksulları yok sayarak, demokratik siyaseti tasfiye edenlere karşı HDP’li siyasetçilerin yanında olmak, onlarla dayanışma içinde olmak, Halkların Demokratik Kongresi – Avrupa (HDK-A)’nın ve halklarımızın temel görevi olmaktadır. 6 Aralık’ta Figen Yüksekdağ’ın, 7Aralık’ ta ise Selahattin Demirtaş’ın duruşmaları var. HDP’nin tutsak Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahatin Demirtaş’ ın boyun eğmeyen duruşlarına, faşizmin mahkemelerini yargılayan ve taviz vermeyen tutumlarına sahip çıkmak, onları özgürlüklerine kavuşturmakta bizim görevimizdir. Bizler OHAL uygulamaları altında, KHK’lar ile yönetilen ülkede yargının bağımsız olmadığını, olamayacağını, saray talimatlarıyla keyfi davrandığını ve davranacağını çok iyi biliyoruz. İktidar bloğunun demokrasi düşmanlığına biat eden yargının adil ve hukuksal eşitliğe dayalı bir kararlaşma içinde olmayacağını yaşanan bir çok örnekle gördük. Bu nedenle faşizme karşı direnmek, direnişi yükseltmek mücadelemizin esası olmalıdır.
Tutsaklık koşullarında yüreği ezilenlerin, yoksulların, emekçilerin, mazlum ve mağdur halklarımızın yanında atan, HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın faşizmin mahkemelerinde, Erdoğan diktatörlüğüne karşı özgürlük isyanımızın sesi olacakları bugünlerde, bizler de dışarıda onların sesi ve çığlığı olmak durumundayız. Başta HDP Eş Genel Başkanları olmak üzere, siyasi tutsaklarla dayanışmalı, isyanımızı kuşanarak mücadeleyi büyütmeli, Türkiye halkları ve demokrasi güçleri olarak faşizme karşı birleşik cephede safımızı tutmalıyız.
Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş Derhal Serbest Bırakılmalı !
Siyasi Tutsaklara Özgürlük!
Halkların Demokratik Kongresi – Avrupa (HDK-A)