Devrimci demokratik kamuoyunda ve sanal medyada son günlerde süren tartışmalara dair, bugün PARTİZAN, ÖZGÜR GELECEK, YENİ DEMOKRAT GENÇLİK ve YENİ DEMOKRAT KADIN adına basına ve kamuoyuna bir açıklama yapıldı.Yapılan bu açıklamayı gerçeklerin bilinmesine katkı sunmak için olduğu gibi yayınlıyoruz.
DARBECİ HİZİBİN TUTSAĞI ÖZGÜR BASIN HALKIN VE DEVRİM MÜCADELESİNİN HİZMETİNE SOKULMUŞTUR!
Faşist Kemalist Diktatörlüğün saldırılarının dolu dizgin sürdüğü bir sürecin içerisinden geçiyoruz. Bu saldırılardan nasibini almayan, hedef tahtasına konulmayan neredeyse muhalif hiçbir kesim bulunmamaktadır. Halkımızın ve onun örgütlü güçlerinin talepleri, mücadelesi faşist diktatörlük tarafından tarihsel bir düşmanlıkla hedef alınmaya devam etmektedir. İşsizlik, yoksulluk, geleceksizliklik geniş işçi ve emekçi yığınların “kaderi olmaya”, gözaltı ve tutuklamalar, katliamlar devrimci ve yurtseverlerin, ilerici ve demokrat kesimlerin değişmez şekilde ödediği bedeller arasında yer almaya devam etmektedir. Ne ki tüm bu saldırganlık, faşist baskı ve sindirme politikası halkın, onun örgütlü kesimlerinin mücadelesini durdurmaya yetmemektedir. Faşizme, vahşet düzeyindeki katlimlarına duyulan tepki ve öfke, kesintiye uğramaksızın süren direniş ve mücadele ülkemiz hakim sınıflarının uykularını kaçırmayı sürdürmektedir. Siyasi ve ekonomik kriz batağına saplanan hakim sınıfların 16 Nisan’da hayata geçirmeye hazırlandıkları Cumhurbaşkanlığı sistemi de kaçan uykularını düzene sokmaya yetmeyecek, halkın direnişi ve mücadelesi, biriken öfkesi korkularını daha da büyütecektir.
Ülkemizde ve bölgede yaşanan gelişmeler yerini her gün daha fazla saldırganlığa ve savaş iklimine bırakıyorken, faşizmin zulüm sopası halkımızın, muhalif tüm kesimlerin başına ağır şekilde inmeye devam etmektedir. Sınıf mücadelesinin ülkemiz gerçekliğinde ortaya çıkardığı gelişmelere siyasal çizgimizin emrettiği netlikte tavır oluşturmak, savaşı ve mücadeleyi büyütmek tek kurtuluş reçetesi olarak ortaya çıkmaktadır. Ülkemiz toprakları üzerinde 45 yıldır kesintisiz şekilde süren Demokratik Halk Devrimi mücadelesi siyasal çizgimizin köklerinden filizlenerek bugünlere ulaşmayı başarmış, sosyalizm ve komünizm mücadelesini inançla, sebatle sürdürmüştür. Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya’dan bugüne siyasal çizgimize kastedenlerin, darbeci ve tasfiyecilikle, hizip çalışmalarıyla yolundan alıkoymaya çalışanların ve yine halkın uzağına, devrim mücadelesinin dışına düşenlerin oluşturduğu bir “yığın” bulunmaktadır. Yaptıkları kader ve akibet ortaklığı siyasal ve örgütsel çizgimizin tasfiyesine güç yetiremese de ayakta kalacak gücü bulamamış, tükenmiş, ya da politik iktidar mücadelesinin uzağına düşmüşlerdir!
Bu nedenledir ki cephe gerisinde “savaş narası” atanlarla, reformizle kol kola girerek siyasal çizgimize yeni bir gömlek girdirmeye çalışanlar ilk ve yeni değildir. Yakın tarihimizde yaşananlara, darbeciliği, hizipçiliği komünist çizginin karşısına koyanların düştükleri yere başımızı uzatıp bakmamız akibetlerini görmemiz açısından yeterli olacaktır. Yeniden ve bir kez daha siyasal ve örgütsel çizgimizi tasfiyeye yönelmek aynı akibete tutulmaktan başka kapıya çıkmayacaktır. Siyasal ve örgütsel çizgimizin tecrübesi darbeci ve tasfiyeciliği kabul görmeyen bünyesi, emekçi ve fedakar kitlesiyle birlikte bir kez daha tavır olmaya “mecbur” bırakılacaksa, bunu yapmaktan kaçınmayacağımız, kaçınmadığımız bilinmelidir.
Son bir yıl süresince bir çok pratiğiyle darbeci tasfiyeciliğin payandası olan yayın alanımız gelinen aşamada ise ifşa olan hizip çalışmasının imzacısı ve ortağı olarak karşımıza çıkmıştır. “Partizan, Özgür Gelecek ve Yeni Demokrat Gençlik” adına hiçbir yetkisi ve hakkı bulunmadığı halde açıklama yapanların “sosyal medya” çığırtkanlığı oldukça manidardır! Anlaşılır olması bakımından söylemek gerekir ki darbeci ve hizipçi pratiklerin sabırla siyasal çizgimize dönmesini “bekleme”, özeleştirel bir yaklaşımla hatalarını düzeltmelerini “umma” tahammülümüz imzacısı olunan hizip çalışmasıyla son bulmuştur.
Çapı “sosyal medya”dan çıkardığı gürültüden ibaret olanların bizlerden ne yapmamızı bekledikleri izah edilmeye muhtaçtır. Sessiz ve tavırsız mı kalmalıydık! Siyasal ve örgütsel çizgimizi tasfiyeye yönelen darbeci hizip çalışmasıyla felce uğratmak isteyenler karşısında seyirci mi olmalıydık! “Bir tekrar olacak” belki ancak tavrımız dün ne idiyse bugünde yaptığımız o olmuştur. Karşılaştığımız ise aynı “çığırtkanlık”, “mağduriyet” ve “yalan”larla sıralı bir gürültüden ibarettir.
Kollektif iradenin sesi olmaktan uzaklaşan yayınımız, bürolarının kapısını uzun süredir okurlarımıza kapatmış, zaten kopuk oldukları kitlelere daha da yabancılaşmışlardır. Uzun yıllardır mahallelerde örgütlenen dağıtım ağı özel bir çabayla engellenmek, tasfiye edilmek istenmiştir. Tasfiye etmeye çalıştıkları gazete faaliyetini görevleri ve yetkileri bulunmadığı halde örgütlemeye, yapmaya çalışmışlardır. Gazete dağıtımıyla görevli yoldaşlara gazete verilmemiş ya da dağıtılan sayının altında gazete adedini kendileri belirlemek istemiştir. Yine mahalledeki okurlarımızın kullandığı facebook sayfaları düzenli olarak şikayet edilerek kapatılması sağlanmıştır. Yürütülen çalışmaların haberlerine kendi gazetemizde yer verilmemiş, şehitlerimizi anmak üzere yaptığımız anmaların haberleri dahi gazete sayfalarında, sosyal medyada, web sitesinde yayınlanmamıştır.
Kollektif iradenin aldığı kararları yok saymış ve parçası olunan hizip faaliyetinin çıkarlarının emrettiği şekilde hareket etmekten geri durmamışlardır. 45 yıllık mücadele tarihimizin, ödediğimiz bedellerin bir parçası olan alanın, hizip faaliyetine bırakılmasını, kişilerin insafına terk edilmesini kimse bizden beklememelidir.
Örgütlülügümüze, emektar taraftarlarımıza, şehit ailelerimize, tutsak yakınlarına ve okurlarımıza ait olan basın yayın olanağımız hizip faaliyeti yürütenlerin elinden alınmış gerçek sahiplerine devrolmuştur. İddia edildiği gibi hiç bir şekilde şiddet uygulanmamış, anlayışımızın çizgisine uygun şekilde süreç işletilmiştir. İddia edilen “şiddet uygulandı” yaygarası koca bir yalandan ibarettir. Hareketimizin geçmişi buna benzer sayısız örnekle doludur ve hepsinde takınılan tavır bilinmektedir.
Kamuoyuna yapılan açıklamada devrimci basın tavır takınmaya davet edilmiştir. Belirtmek isteriz ki devrimci sosyalist basına, devrimci çevrelere tavır alma çağrısı yapanların Partizan, Özgür Gelecek, Yeni demokratk Gençlik, Yeni Demokrat Kadın adına konuşma, temsil etme hakkı, yetikisi bulunmamaktadır. Kurumarımızın temsiliyeti bugüne kadar nasıl sağlandıysa, devrimci dostluk ilişkileri bugüne kadar nasıl sürdürüldüyse bundan sonrada sürdürülmeye, güçlendirilmeye devam edecektir. Devrimici dost kurumların konuya bu hassasiyetle yaklaşması, tek yanlı bilgilenmeden kaçınarak gerçeğe istedikleri oranda yüzyüze görüşerek ulaşmalıdırlar. Bu konuda üzerimize düşeni yapmaya, devrimci hareketi kurumumuzda yaşanan gelişmeler hakkında gereğince bilgilendirmeye devam edeceğiz.
Devrimci dost güçlerin bilmesi gereken içimizde boy veren ve çizgimize yönelen karekterdeki bir hizip çalışmasına tavır alışımız sözkonusudur. İç tartışma sürecinin deklare edilen hizip çalışmasıyla sonlanmasının üzerine kolektifin ve halkımızın değeri sayılacak olanaklarımız işlevli hale getirilmeye, devrim mücadelesinin ve halkın hizmetine yeniden sokulmaya çalışılmaktadır. Süreç kendi cephemizden bu minvalde işletilmekte, meşru savunmanın dışında oluşturulmuş, esnetilecek bir tavrımız ve kararımız bulunmamaktadır.
Bu yaklaşımımız gelişen bu tür sorunlarda tüm pratik mücadelemiz boyunca önde olmuş, tutarlı şekilde uygulanması elden bırakılmamıştır. Ancak bizi şaşırtmayacak bir tekerrürle “bozguncuların” sığındığı limandan bir kez daha ses gelmiştir. DHF, “Sosyal medyaya yansıyan açıklamalar üzerinden takip ettiğimiz süreç, bugün Özgür Gelecek gazetesinin basılarak çalışanlarına şiddet uygulanması biçiminde son derece olumsuz ve üzücü bir duruma dönüşmüştür” mealinde yaptığı açıklamaylagerçeği, sosyal medya üzerinden takip etmekte aramış, araya reklam koyma zahmetine katlanmaksızın süreci ekrandan izlemiştir. Bu tavrın ve açıklamanın talihsiz olması bir yana devrimci dostluk ilişkilerinin yüklediği sorumluluk gereği soruna “görünür” şekilde ilgi gösterme yerine sosyal medyadan takip etme zahmetine katlandıkları için kutlamak yerinde olurdu. Ne ki açıklamada yer alan bu kınama tavrının, “öğreten insan” pozlarının “bozguncularla” tanığı olduğumuz unutulmuş sanırız. Yaşanan sorunlarımıza “pusu”da bekleme haliyle müdahil olma çabasını, hem de sosyal medyadan ekrana kilitlenerek izleme tavrı gösterenleri sosyal medya şampiyonu ilan etmemizi kimse beklemesin! Zira DHF darbeci tasfiyecilikte akrabalık ilişkisi kurarak kendisini gizleyemeyecek şekilde ele vermiştir. Bu ise hiç şaşırtıcı olmamıştır!
Darbeci tasfiyeci hizibin tutsağı olan özgür basın yeniden kapılarını, sayfalarını halkın mücadelesine, ona emek verenlere, varedenlere, gönülden bağlı kitlemize açıldığını duyuruyoruz. Kitlemiz, yoldaşlarımız bir kez daha gaspedilen basın yayın olanaklarımızla kucaklaşmıştır. Söylemeliyiz ki olanaklarımızı yasal kimi güvencelerle rehin tutmaya çalışanların, yasal yetkileri ve attıkları imzaları meşru görenlerin nazarımızda hiçbir meşruiyetleri bulunmayacaktır. Basın yayın olanaklarımızın hiçbir şekilde bu güvenceye dayanarak kullanılmasına, istismar edilmesine müsaade edilmeyecektir.
Tüm emekçi halkımızı, emektar kitlemizi saflarımızda boy veren bu darbeci tasfiyeci hizibe tavır almaya, kollektifin değerlerine sahip çıkmaya, hizibi mahkum etmeye çağırıyoruz
PARTİZAN
ÖZGÜR GELECEK
YENİ DEMOKRAT GENÇLİK
YENİ DEMOKRAT KADIN
2 Mart 2017