15 temmuz sözde askeri darbesi, özünde AKP’nin sivil darbesini yapmasının üzerinden yaklaşık 10 ay geçti.
Yakmaya-yıkmaya kendinden olmayanı yok etmeye katletmeye kenetlenmiş faşizan bir zihniyet böylece kendine yeni bir maske bulmuş oldu. Bu durum genel olarak ülkemiz coğrafyası özelde ise T.Kürdistan`ı kentleri ve kırsal alanlarında kolluk güçleri, kayyımlar vb. aracılığıyla fazlaca hissettirildi, hissettiriliyorda.
T.Kürdistan’ın da taş üstünde taş kalmayana dek durmak yok diyenlere Sur’da, Cizre’de, Botan’da ve Dersim dağlarında cevap verildi, onlarca insan hayatını kaybetti onurlu bir yaşam için.
Ancak “tek dil, tek din, tek millet” diye saldıran devlete ve hükümetine karşı gelişen çok sağlam bir direniş cephesi de oluşmadığından halihazırda ki sinmişlik yılgınlıkta fazlaca bu zihniyete yaramış görünüyor.
Bu anlamda Dersim’den bahsetmek gerekecek. Çünkü azgın ve orantısız, teknik olarak “çok üstün” bir şekilde uçaklarla binlerce askerle devlet tarafından operasyonlar gerçekleştirildi.
Operasyonlar sonucunda onlarca gerilla şehit düştü, cenazeleri verilmedi, insanlar evlatları için günlerce açlık grevi yapmak zorunda kaldı. Yetmedi “kamu alanını işgal etmek suçundan” oğlunun cenazesini almak için açlık grevi yapan Kemal Gün’e kayyımlı belediye tarafından 10 bin liradan fazla para cezası kesildi. Öyle ki bu operasyonlardan yoksul halkımız da payına düşeni aldı,almayada devam ediyor. Bitirdik dedikleri dağlara yardım edenleride bitireceğiz deyip onlarca insanı gözaltına alıp tutukladılar, inşaat halindeki hapishanelerine zorla sopayla yerleştirmektende geri durmadılar. Tabi bu zihniyet doğamıza karşı da yeniden bir savaş açtığını Munzur’da baraj projesiyle ormanları boş yere bombalayıp yakmasıyla vs. göstermiş oldu.
Onca acı yıkım yılgınlık karamsarlık sinmişlik içinde elbette doruklarda can bedeli destan yazan, sokaklarda mücadele bayrağını yükselten bir cürette olmalıydı. Teslimiyetin ihanetin kol gezdiği bir ortamda henüz bitmedi diyen “az ama kararlı” insanlar da olmalıydı ve varlarda.
Genel olarak durum böyleyken sürece dair bir örnek verecek olursak “19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ” sebebiyle polis tarafından belediye adına Dersim’de bütün esnafa Türk bayrağı dağıtılmış ve asmayanlara 130 lira para cezası kesileceğinin söylenmesi üzerine bir anda bütün işyerleri dükkânlar bayrakla donatıldı.
Ağızlarda tek kelime yok gözler kapalı kulaklar sağır oldu Dersimde. Bunu fırsata çevirmek ve gövde gösterisi yapmak için belediye başkanı, vali, muhtar karışımı kayyım, koruma ordusuyla meydanlarda, sokaklarda “ben devletim ya bana biat edersin” ya da 90’lardaki gibi “ya sev ya terk et” diyor.
Buna karşı birileri baş kaldırıp can bedeli bir mücadeleyi örmeye devam ediyor.
Bir Partizan