Avusturya İşçi gençlik Federasyonu ATİGF’in organize ettiği, Aralık Ayında Yitirdiklerimizi Anıyoruz anmaları Avusturya’nın Wörgl ve İnnsbruck’da gerçekleştirildi. İlk etkinlik 16 Aralık tarihinde Wörgl’de gerçekleştirildi. İkinci etkinlik 17 Aralık tarihinde İnnsbruck’da ATİGF ve ADHF tarafından ortak örgütlendi.
Etkinlikler aralık ayı içerisinde gerçekleşen katliamlarda yaşamını yitirilenlerin anısına kitlenin saygı duruşuna davet edilmesiyle başlatıldı. Ardından günün anlam ve önemine yönelik hazırlanan sinevizyon gösteriminin ardından sunumlarını gerçekleştirmeleri için panelistler davet edildi.
İlk sunumu 19- 22 Aralık tarihlerinde faşist TC’nin hapishaneler katliamının tanığı yoldaş sunumunu gerçekleştirdi.
Sunumunda; 19-22 Aralık Hapishaneler katliamının Türk egemen sınıflarının IMF politikalarını uygulamak için toplumun en ileri kesimi olan Hapishaneleri kontrol altına almak istediklerini vurguladı. Ancak bu saldırılar karşısında devrimci iradenin teslim olmadığı ve dört gün boyunca direndiğini vurguladı. Hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri ne dikkat çeken yoldaş bugün’ de hapishanelerde devletin saldırı ve katletme politikalarının tüm hızıyla devam ettiğini vurgulayarak, devrimci tutsaklarla dayanışma ve saldırılara karşı mücadele’nin önemine dikkat çekerek konuşmasını sonlandırdı.
Ardından Pir Sultan Abdal Dernekleri genel başkan yardımcısı Hasan Gülüm sunumunu gerçekleştirdi. Gülüm konuşmasında, Türk devletinin katliamcı politikalarına değinerek devletin farklı inanç ve milliyetlere yönelik baskı asimilasyon ve katliamcı politikalarına değinendi. Maraş katliamının bizzat devlet tarafından planlanarak gerçekleştirildiğini vurgulayan Gülüm, katliamın yaşandığı 1978 yıllarında Türkiye’deki toplumsal mücadelenin ivme kazandığı bir süreçte gerçekleştirildiğini vurguladı. Katliamlara ve devletin baskı ve asimilasyon politikalarına karşı örgütlenmenin önemine değinerek konuşmasını sonlandırdı.
Partizan temsilcisi; faşist Türk devletinin Roboski katliamı ve devletin Kürt ulusu üzerindeki baskı ve katliam politikalarına değinerek devletin 28 Aralık tarihinde sınır ticareti yapan 34 Kürt köylüsünü hunharca katlettiğini bunların 19 kişinin çocuk olduğunu ve Türk devletinin kuruluşundan bu yana Kürt ulusuna karşı sistematik bir katliam ve asimilasyon politikası uyguladığını belirtti. Ancak Kürt ulusunun faşizmin saldırılarına karşı her dönem mücadele içerisinde olduğu ve teslim olmadığını belirtti.
Yine faşist Türk devletinin gerilla alanlarına yönelik kimyasal saldırıları ve Suriye Kürdistanı’na yönelik saldırılarına yönelik mücadele ve duyarlılık çağrısı yapıldı. Konuşmacı; bugün de ülkede günümüzde de açlık, sefalet, geleceksizliğin yanında, yasaklar, işkence ve ölümler gündelik olaylar halinde devam etmektedir. Bu duruma karşı sesini yükseltmek hepimizin görevidir diyerek konuşmasını sonlandırdı.
ADHF temsilcisi, Roboski`de kürt yoksullarını bombalayarak katleden, Türk devletinin Kürt Ulusal haraketine ve Rojova`daki kazanımlarına yönelik saldırılarına dikkat çekerek, TC nin devlet politikasına ve katliamcı saldırılarına karşı tüm devrimci, demokrat kesimlerin tepkisini yükseltmesi gerektiğine vurgular yaptı.
Ardından kitleye söz hakkı veridi. Yapılan konuşmalar ve sorulan sorulara verilen cevapların ardından bu katliamlarda yitirdiğimiz insanlarımızı saygıyla anarken, faşizmi lanetliyoruz denilerek etkinlikler sonlandırıldı.
AHM- Tirol