Almanya Federal Yüksek Mahkemesi, NAV-DEM Eşbaşkanı Bahattin Doğan’ın oturumunun elinden alınmasını onayladı. Alman devleti Kürt siyasetçilerine dönük kriminalize politikalarına bir yenisini daha ekledi.
ATİK Konseyi Mahkemece onanan karara tepki göstererek, yaptığı açıklamada:” Leipzig kentindeki Federal Yüksek Mahkemenin (Bundesverwaltungsgericht), Almanya Demokratik Kürt Toplum Merkezi (NAV-DEM) Eşbaşkanı Bahattin Doğan`ın siyasi faaliyetlerini ve özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik olarak Mahkemece onanan kararını kınıyoruz. Bu karar Kürt Ulusunun özgürlük, demokrasi ve eşitlik mücadelesine yönelik bir saldırıdır. Alman Hükümeti, Faşist Türk devletiyle her türlü kirli işbirliğine devam ederken, Almanyada devrimci- demokrat ve komünistlere yönelik saldırılarını yoğunlaştırararak, tutuklayarak faşist TC ye destek sunuyor. 129 a/b maddeleri üzerinden yapılan saldırılara benzer bir saldırıyı da bu kararla gördük” denildi.
Çarşamba günü görülen dava, Kürt siyasetçiye siyaset yasağını içeriyor. Karara göre “Öcalan’a özgürlük, Kürdistan’a statü” demek, ‘terörist’ faaliyet sayılıyor. Doğan’ın yöneticiliğini yaptığı derneğin etkinliklerinde konuşma yapması ‘terör propagandası’ olarak değerlendirdi.
Savcı itiraf etti
Mahkeme Savcısı Schiling’in, Doğan’ın yer aldığı izinli gösterileri ‘terörist’ faaliyet olarak sunması üzerine savunma avukatı itiraz etti. Avukat, “Öcalan’a özgürlük, Kürdistan’a statü” talebinin ‘terörist’ faaliyet olarak gösterilmesi durumunda, Mahkeme’nin binlerce Kürt’ü tutuklaması gerektiğini dile getirdi. Avukatın ifadesi üzerine Federal Yüksek Mahkemesi temsilcisi kararın Doğan’ın bireysel angajmanı, kurumsal faaliyetlerinden dolayı alındığını itiraf etti.
Mahkeme başkanının kafası karışık
PKK’nin ‘terörist’ olup olmamasının çok karışık bir olay olduğunu ifade eden Mahkeme Başkanı, bunun çok uzun süre alacak bir tartışma olacağını söyledi. Mahkeme Başkanı, mülteci statüsü bulunan Kürt siyasetçinin, mülteci haklarının ne kadarını koruyabileceğinin tartışılmasını önerdi.
Mahkemede Doğan’ın çalışma, eğitim ve bütün sosyal haklarının elinden alınmasının yasal dayanağı da tartışıldı. Savcı çelişkili gerekçeler sununca Mahkeme, Doğan’ın hala mülteci olduğunu ve dolayısıyla, dolaşım ve oturum statüsü dışındaki sosyal haklarının korunduğunu belirtti.
Mülteci statüsü iptal, hakları saklı
Mahkeme heyeti oturumun alınması kararını, Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (EuGH) 24 Haziran 2015 tarihli kararına dayandırdı. Buna göre mülteci statüsü bulunan birinin, ülkenin iç güvenliğini ve kamu düzeni için zorunluluk gerektiren durumlarda, mülteci statüsünün iptal edilebileceği ancak mülteci olduğu sürece diğer haklardan yararlanabileceği belirtildi. Mahkeme, Kürt siyasetçinin oturumunun Mannheim ile sınırlı tutulması ve haftada iki gün imza atmasını kararını da Alman iç hukukuna dayandırdı.
Doğan: Kriminalize ediliyoruz
Doğan hakkında verilen kararın Kürt siyasetçilere dönük kriminalize politikalarının bir parçası olduğunu vurgulayarak yaptıkları bütün faaliyetlerin sivil toplum örgütü faaliyetleri olduğunu belirtti. Savcıların bin bir zorlukla sivil toplum örgütlerinin yaptığı faaliyetleri kriminalize ettiğini vurgulayan Doğan’ın avukatı da, savcının iddialarını kanıtlamakta oldukça zorlandığını ifade etti. Avukat “En basit bir kimlik talebini bile terörist faaliyet kapsamına sokmuşlar” dedi.
16 yıl sonra oturumsuz kaldı
Yıllardır Kürt kurumlarında yöneticilik yapan, Kürt siyasetçi Bahattin Doğan, Türkiye’de gördüğü baskılardan dolayı 1997 yılında ailesi ile birlikte Almanya’ya iltica etti ve başvurusu kabul edildi. Yedi çocuğundan altısı Almanya vatandaşı olan Doğan’ın oturumu, 2009 yılında süresiz oturuma çevrildi. 2012 yılında ise Baden Wüttemberg Eyalet İçişleri Bakanlığı’nın kararıyla o dönem Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu (YEK-KOM) Başkan Yardımcılığı yapan Doğan’ın mülteci oturumu elinden alındı. Oturumu Mannheim kenti ile sınırlandırılan Doğan’a ayrıca haftada iki gün emniyete gidip imza verme zorunluluğu getirilmişti.