Aç tavuk Türkiye kendisini Efrin Darı Ambarında Görüyor…!
Haftalardır medya ve TV lerde Türk devletinin Efrine saldırı söylem ve hazırlıkları pisiklojik bombardıman içinde bir kez daha toplumun kafasında canlandırılan Kürt düşmanlığı Türk Devletinin pratikteki savaş ve saldırı hazırlıkları ile tamamlanmış oldu.
Son MGK toplantısındada net bir şekilde saldırıya onay veren açıklamasıyla ve en son alınan bilgiler ışığında OSO nun belli gruplarınında sınır hattına taşınmasıyla birlikte askeri hazırlıkların tamamlandığı tüm haberleri geçmeye başladı.
Şimdi soru şu, birincisi ABD ve Rusyaya rağmen emperyalizme bağlı onun ileri karakol görevini yapan Türkiyenin bu emperyalist güçlerin politikalarının önüne taş koyarcasına Efrini işgale yeltenirmi ? İki, bu kadar yaygara koparan bu kadar askeri yığınak yapan bir Türkiyenin Efrine saldırı çiğirtkanlığı bir blöfmu? Üç, savaş ve kan üzerine kurulacak olan bu kaos ortamında AKP / Erdoğan kliğiyle ve Kemalistlerin buluştuğu anlaştığı ve aynı koro içinde aynı şarkıyı söyleten şey nedir?
Bunlara benzer onlarca soruyu kendimizce sorabiliriz. Ancak Türkiyenin ve özelliklede Erdoğan hükümetinin tüm medya organlarını kullanarak birçok konuda olduğu gibi yine bu işgal ve saldırı politikasındada manipülasyon yaparak bağımsız büyük devlet edasıyla içerdeki tıkanıklık ve bunalıma derman aramaya çalışmaktadır. O halde ne olacak ?
Bir, Emperyalizme ekonoik, siyasi, askeri vb. olarak bağımlı olan Türkiye, ortadoğu gibi bir cenderede emperyalizmin stratejik planlarını bozabilecek hamleler yapamaz. Zaman zaman yaramaz çocuk misali ağlayıp sızlaması bağırıp çağırması sadece acizliğin ve yapamamazlığın sonucudur.
Türk bürokrasisinın tümünün ağız birliği etmişesine “saldıracağız, vuracağız, gireceğiz” söylemlerine karşın Suriye hükümetinin hava sağamıza giren uçakları vururuz demesi (Rusyadan bağımsız değil )ABD dış işleri bakanı Nauert in operasyon için uyarması da Türkiye ye bir uyarı mesajıdır. Kısacası Türkiye ABD ve Rusya arasındaki dalaşta piyon olarak hakkına düşenden fazlasını isteyebilir veya emperyalist güçlerin bölge özgülünde yeni planların önünü açma veya kendi aralarındaki çekişmede üstünlüğü ele geçirme hamleleri özgülünde uşak devletlere olanak tanıyabilirler. Onun ötesinde yaşam hakkı vermezler.
Zaten ortadoğudaki genel konjüktür tablosunda da bu çok net gözüküyor.Değişen dengeler değişen ittifakların hepsine bu olgu içinde yön verilir. Nitekim enson hamle olarak MİT müsteşarı ve Genel kurmay başkannin Rusya ya gitmesi ve Rus genel kurmay başkanlığıyla görüşmeinin ardından Rus askerlerinin Efrin Türkiye sınırından onyedi km içeri çekilmesi askeri dilde operasyon alanı dışına çekilmesi adımının atılması Türkiye operasyonuna da netlik kazandırmış oldu. Bu savaş çığırtkanlığında Rusyanın denetimde daha fazla hakim olduğu Efrin alanında on iki kilometrelik tampon bölge oluşturmaya onay vermiş gözüküyor.
Bunun karşılığında Türkiyenin Rusyaya ne verdiği bilinmemekle beraber Türkiyenin desteklediği çete ve grupları masada satmış olabileceği ihtimalininde öldüğünü düşünülebilir. Diğer noktada Rusya YPG yi Türk devleti kartıyla frenlemeyi ve elini güçlendirmeyi planladığını sanıyorum. İkinci noktada burdan çıkıyorki, Türkiye bu yaygarayı bilinçli büyüttü ve koparttı.Türkiye gündemi savaşa kilitlendi.İçerde her yönden sıkışan Erdoğan bir süreliğine nefes alma şansını şimdilik elde etmiş oldu.
Efrini alırız temizleriz çığırtkanlığı oniki km bir koridordan ibaret olmayacağı ama bununda her yönlü bedelini ödüyeceği aşikar olarak sonradan kendisine ve Türkiye halkına dönecektir.
Üçüncüsü ise Kürt politikasındaki ırkçı milliyetçi tekçi inkar ve imha anlayışı Erdoğan ve Kemalist Devlet anlayışıyla uyum halinde gidiyor. MHP ve CHP nin açıklamaları tamda bu uyumun resmidir. CHP ‘sınırlarımızda teröre destek verilmesini kabul etmeyiz’’saldırı hava destekli olmalı ‘ ile durduğu yeri çok açık ve net ifade ediyor. Zaten sınır ötesi hareket kanununu bu gibi operasyonlar için verdiği desteğin ortada olduğunu biliyoruz. Kısacası Devlet ve iktidar aygıtı el ele vermiş Kürt düşmanlığı üzerinde parsel toplamak istemektedir. Bu saldırı sadece Efrinde değil Kürdistanın dört parçasında derin nefreti büyütecektir. Bu saldırı ve işgal politikaları güden Türk devletinin, yeni gelen genç nesil tarafından bu kez daha iyi tanınmasına vesile olacağına ve bu neslin bu faşist zulmü Kürt topraklarına gömeceğini umuyorum.