68 Gençlik İsyanı 71 Devrimci Çıkışı ve KAYPAKKAYA…
68 Gençlik isyanının üzerinden 50 kusur yıl geçmesine rağmen görkemli isyanın bizlere bıraktığı mirası onurlu direniş tarihinin bir kesiti olarak sınıf mücadelesinin yeni isyanları içerisinde hep anlatılmaya devam edilecektir.
Altmışlı yıllar Emperyalist –Kapitalist sistemin girmiş olduğu ekonomik ve siyasal sorunların alabildiğince derinleşmesi ve bunun sonucu olarak ta bu krizlerden kurtulmanın hamlesi olarak özelikle ulusal kurtuluş mücadelesi veren sömürge yarı sömürge ülkeleri işgal girişimlerine ve katliamlarına karşı gençliğin yükselen öfke ve tepkisinin Amerika da hippi gençliğinin askere gitmeyi red ederek celp kağıtlarını yakması ardından yüzbinlerce öğrencinin polisle çatışmasının yarattığı etki Küba devrimi ve CHE nin Bolivya dağlarında katledilmesi ve gerilla savaşının heyecanı, Afrika da Belçikanın Kongo ıskalı Fransanın Cezayir ıskalı ve ABD nin Vietnam sendrumu ile patlak veren sürecin eşitlik özgürlük talepleriyle isyana dönüşmesinin adı olmuştur, 68 Gençlik isyanının.
68 isyanını başlatan esas olayların ilki Fransadaki Sourbonue Üniversitesinde meydana gelen öğrenci isyanıdır. Ardından milyonlarca işçinin grev dalgasıyla sarsıldığı sokakların isyan alanına çevrildiği önemli bir kesiti ortaya çıkarmasıdır. Bunun paralelinde 68 eylemlerinin diğer bir yönüde ırkçılığa karşı olmasıdır. Siyahi lider M.Luther Kingin 4 Mart 68 de katledilmesi ardından siyahların ayaklanması ve beyaz öğrencilerle birlikte Kolombiya Üniversitesinin beraber işgal edilmesi ‘Kahrolsun Emperyalizm, Kahrolsun Sömürgecilik ‘sloganında birleşilmesi önemli bir kilometre taşıdır 68 isyanının. 2 Haziran 1967 de İran şahının Berlin ziyareti ve ardından çıkan olaylarda bir öğrencinin öldürülmesiyle başlayan protestolar Almanya gençlik hareketine yeni boyut yeni dinamizm kazandırarak kısa sürede tüm şehirleri üniversiteleri ve küçük kasabalara kadar okulları etkisi altına alarak kısa sürede gençlik başkaldırısına dönüşmesinde büyük rol oynamıştır.
Kısacası ABD de filizlenen gençliğin isyan heyecanı Fransa da ete kemiğe bürünerek batı Avrupa Latin Amerika ve Afrika-Asya ya dalga dalga yayılarak genç dinamik heyecanlı ve isyan dolu bir genç kuşağı yaratmasının adı olmuştur. Tüm bu isyan ve heyecanın Ülkemiz topraklarında da karşılığı Emperyalizme öfke yeni ve dinamik bir kuşak ve Devrimci çıkış olmuştur.
60 yıllardan itibaren Türkiye de boy vermeye başlayan sosyal ve özgürlük anlayışı özelde de öğrenci gençlik hareketliliği ilk ve önemli nüvelerini 1967 Fikir Kulüpleri Federasyonunun kurulması ve sonrası 10 Haziran 1968 de Ankara üniversitesindeki reform talebiyle başlıyan boykotun hızla Hukuk ve Fen fakültelerine ordanda İstanbul hukuk fakültesine sıçrıyarak boykot işgale dönüştürülerek önemli bir boyut kazanmasına vesile olmuştur. Bu hareketliliğin en büyük başarısı devlete bağlı öğrenci derneklerinin asılarak kendi doğal önderleri tarafından yönlendirilmiş olmasıdır. Bu yönlendirme kendi devrimci önderlerini de ortaya çıkarması açısından önemlidir. Asıl önemlisi büyük devrimci eylemlerin kitlelerin bilincinde büyük sıçramalar yarattığı ve kendi önderlerini ortaya çıkardığı gerçeğidir. Ardı arkası kesilmiyen öğrenci hareketliliği ve direnişleri 6.Filonun denize dökülmesiyle anti emperyalist öfkenin giderek gelişmesini ve bunun paralelinde yeni arayışlarıda bereberinde getirmesidir. 6 Filoya karşı mücadelenin ilk şehidi polis tarafından İstanbul Teknik üniversitesi yurdunun penceresinden atılarak katledilen Vedat DEMİRCİOĞLU olmuştur. Binlerce öğrencinin dolmabahçeyi doldurarak ABD askerlerini denize döken öğrencilerin öfkesinin sembolü olarak tarih sayfalarındaki yerini almış oluyordu. Tarın tekerleği ileriye doğru dönmeye devam ederken yeni heyecanlar yeni direnişler öğrenci gençliğinin heyecanına ortak olurcasına koyuluğu ve işçi sınıfını da içerisine alarak daha büyük fırtınaları ortaya çıkarıyordu.Bu siyasal atmosfer henüz çok genç olmalarına karşın Türkiye devrim mücadelesine aradan geçen elli yıla rağmen devrimci tarihinin yazılmasına büyük onur ve katkı bırakmışlardır. Pırıl pırıl umudu güveni paylaşımı ve herşeyden önce idealleri uğruna ölüme güle oynaya giden onurlu bir kuşağın direniş sayfası bırakıldı. Yaş ortalamaları 23-24 olan ve ülkenin en önemli üniversitelerinde en önemli bölümlerini okuyan bu gençler halkı uğruna herşeyi feda edecek bir gelenek bıraktılar. ODTÜ okuyan İngilizce, fransızca, ispanyolca, italyanca bilen Sinan CEMGİL ,Anayasa Profosörü olabilecek öğretime ve başarıya sahip Cihan ALPTEKİN, Edebiyat eleştirmeni Hüseyin CEVAHİR ,ODTÜ den Hüseyin İNAN Siyasal bilgilerden, Mahir ÇAYAN Ankara Hukuktan, Deniz GEZMİŞ İstanbul üniversitesi fen fakültesi-fizik bölümünde ibrahim KAYPAKKAYA vb vb..kimisi şair kimisi eleştirmen kimisi mizahçı. John Lennon un Imagıne şarkısında ortaklaşan bir kuşak. İşte bu kuşak ardıllarını aşarak anti emperyalist mücadele içinde boy veren isyanı düzen dışına taşıyarak radikal silahlı mücadeleyi canları pahasına ortaya koyarak pasifizme ve reformist sosyalistlere yeni bir karşı koyuşun manifestosunu ortaya koyarak hak ettikleri saygıyı kazandılar. Yatağına sığmayan coşkun nehir kolları misali akan bu genç kuşak devrimcilerin teslim alınamayacağının geleneğini miras bıraktılar. Mahirlerin KIZILDEREDE Denizlerin idam sehpasında ve İbrahim in Diyarbakır işkencehanelerindeki bu onurlu direnişleri 68 kuşağının parıldayan umudunu bugünlere taşımasındaki sembol ve önderleri olmuştur. Bu anlamıyla 71 Kızıldere 72 Ulucanlar Hapishanesi 73 Diyarbakır Zindanı devrimci bir duruş devrimci bir çıkış ve aynı zamanda da devrimci bir kopuştur. Bu çıkışın yada kopuşun en belirgin ve en net (İdeolojik, siyasal ve örgütsel ) resmi İbrahim KAYPAKKAYA’dır.
KAYPAKKAYA nın temel teorik tezleri pratik yaklaşım anlayışı Marksist kavrayışı ve derinliği onun Devlet ve Devrim olgusuna yaklaşımı pratik kurgusu ve öngörüsü onun komünist ilkeleri onun devrimci ihtilalci ruhu 71 çıkışının belirli öğelerindendir.68 kuşağı dendiğinde onun dışında tutulmaya çalışılan burjuvazi tarafından yok sayılmaya çalışılan isminin bile söylenmesinde korkulan bu önderin 24 yaşındayken kurduğu partisinin kendisinde onun pragmatik görüşlerinde ve zindanda baş eğmeyen duruşundandır.
KAYPAKKAYA öğrenci gençlinin dinamiğini ve Devrimci bilgisini Trakya,Ege,Malatya ,Kürecik, Dersim Antep köylüsüne taşımayla sınırlı kalmamış Demir-Döküm,sungurlar,Ho roz Çivi, Petriks, Ege sanayi, EAŞ akü, Gislaved, Gamak, Singer ,Derby ve daha bir çok işçi direnişleri içerisinde yer alarak işçi-köylü ittifakını en yalın biçimiyle ortaya koyması bakımından da büyük önem taşımıştır.
KAYPAKKAYA faşist Kemalist Diktatörlüğü o kadar net ve somut çözümlemiştir ki bu diktatatörlüğü temelden dinamitliyerek sarsmıştır, Tek ulus anlayışına öyle bir vuruş yapmıştır ki Kürt Ulusunun varlığını döne döne onların gözüne sokmuştur.
KAYPAKKAYA her türlü anti marxsist anlayışlara karşı, ülkenin devlet yapısıyla ilintili olan parlemenerizme, reformizme ,yasalcılığa karşı mücadeleyi esas almıştır. Kısacası sistemle uzlaşma değil köhnemiş bu sistemi yıkma onun yerine ideallerinde var olanı kurmayı esas almıştır.
Sonuç olarak KAYPAKKAYA için yüzlerce sayfa yazabiliriz. Ancak KAYPAKKAYA 68 kuşağının o cesaretli o umut dolu o güzel devrimcilerle beraber bu isyanın parçası oldular. Bütün eksik ve yetersizliklere rağmen büyük bedeller ödeyerek onurlu kavga dolu bir miras bıraktılar. Şimdi bu kavga dolu baş eğmeyen uzlaşmayan mirası SOSYAL ŞOVENLERE , REFORMİZME, YASAL DEVRİMCİLİĞE ,UZLAŞICI VE DEVRİMİ TASFİYE EDEN ANLAYIŞLARA bırakmadan ısrarla zor olanı yaşatma kavgasını vererek bu mirası bırakanların ideallerini başarıya götürme mücadelesinde ısrar edelim.
17 Mayıs 2018