1914 yılının Haziran ayında Sosyal Demokrat Hınçak Partisi’nin 120 üyesi, dönemin İttihat ve Terakki Partisi’nin lideri Talat Paşa’ya ve diğer yöneticilere suikast düzenleyecekleri suçlamasıyla tutuklanırlar. Tutuklananların bir kısmı araya giren insanlar ve ödenen rüşvetler sayesinde serbest kalırlar. Kalan tutukluların sayısı 49’a kadar düşer. 1914 Haziran ayından 1915 Mayıs ayına kadar yargılanmayı bekleyen tutuklular cezaevinin kötü koşullarında hayatta kalmaya çalışırlar. Mayıs ayında Divan-ı Harp mahkemesi tarafından yargılanan aralarında Ermeni devrimci Paramaz’ın da bulunduğu 20 kişi ”Özgür ve bağımsız bir Ermenistan kurma amacıyla silahlı eylemlerde bulunmak, yabancı devletleri Osmanlı’ya karşı kışkırtarak, devletin bölünmez bütünlüğüne yönelik tehlikeli planlar yapıp, Osmanlı halklarından bir kısmının Osmanlı hâkimiyetinden ayrılıp kendi başına devletler yaratma amaçlı değişik yerlerde alenen ve gizli toplantılar gerçekleştirmek, basın-yayın yoluyla bu amaçların propagandasını yapmak ve kışkırtıcı çalışmalar örgütlemekle” suçlamalarıyla idam cezasına çarptırılırlar. 20’ler, 15 Haziran 1915 günü sabaha karşı Beyazıt Meydanı’nda asılırlar.
Mahkeme Başkanı Hurşit ; “Türkiye’yi parçalayıp, yok etmek niyetiyle bağımsız bir Ermenistan kurma amacına hizmet ettiğiniz doğru mudur?” sorusuna Paramaz’ın cevabı: “Siz ülkemizi bundan altı yüz yıl önce bizden koparmaya çalışıp, işgal ettiniz. Halkımızı sürekli olarak katliamlar yoluyla imha etmeye çalıştınız ve şimdi de tüm Osmanlı vatanını bir Türkiye’ye dönüştürme çabası içerisindesiniz. Ancak siz bunu yaparken suçlu görülmüyorsunuz da, aynı şeyi yapmaya kalkışıp, tarihsel hakkımızı yeniden elde etme amacı için çabaladığımız için biz mi suç işlemiş sayılıyoruz yani!” olur.
15 Haziran 1915 sabahı, henüz şafak sökmekteyken zindanlarından çıkarılan 20’lerin yüzlerine karşı idam fermanları okunur. Paramaz arkadaşlarına dönerek, “Yoldaşlar, yiğitçe, başımız dik gideceğiz ölüme” diye seslenir. Yine 20’lerden Doktor Benne cellatların yüzüne, “Biz, yirmileri asıyorsunuz, ama arkamızdan yirmi binler gelecek!” diye bağırır. İlk olarak, Paramaz’ı darağacına çıkarırlar. İdam sehpasında Paramaz “Siz, sadece bizim vücudumuzu yok edebilirsiniz, fakat inandığımız fikirleri asla… Yarın Ermenilik, ülkenin Doğu’sunda özgür ve sosyalist Ermenistan’ı selamlayacaktır!” diye var gücüyle haykırır.
Ardı ardına darağacına çıkarılanlar benzer şiarları haykırırken, infaz için sırada bekleyen İşçi Yervant’ın söylediği: “Ölüm her yerde aynıdır ama ne mutlu halkının kurtuluşu için şehit düşene !” şarkısı ilmiğin boğazına geçmesi ile son bulur.