Açıklamanın tümü:
“Polis Yasasına Son Verilsin!
Demokratik Hak ve Özgürlüklerimize Yönelik Saldırılara Karşı Çıkalım!
Haziran 2021’de halk oylamasına sunulan ve yüzde 56,7 evet oyuyla kabul edilen, polise özel yetkiler veren yasa, 1 Haziran 2022 tarihi itibariyle İsviçre’de yürürülüğe girecek.
Buna göre, polis çocukları bile şüpheli olarak değerlendirip hakkında işlem yapılabilecek veya gözaltına alabilecek. Yürürlüğe girecek yasa gereği Polis «Terör şüphelisi» damgası vurarak istediği kişileri ve kurumları arama, evleri, arabaları hiçbir yerden yargı onayı almaya gerek duymadan arayabilecek, baskınlar yaparak tutuklayabilecektir.
Birçok anti-demokratik içeriğe sahip olan bu yeni yasa, özellikle politik alanda farklı seslere ve renklere yönelik polisin bir baskı aracı olarak hareket alanı genişletilmekte ve polis teşkilatına keyfiyetçi bir şekilde hak ihlallerinde bulunma hakkı tanınmaktadır.
Kapitalist-emperyalist sistemin yaşadığı ve giderek ağırlaşan ekonomik ve bunun doğallığında tetiklediği siyasal krizin önü bir türlü alınamamaktadır. Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde açığa çıkan ve hala devam eden enerji krizi ve Şubat ayında Rusya’nın Ukrayna’yı işgal saldırısıyla başlayan savaşın getirdiği sorunlar, buna bağlı olarak yaşanan göç ve sonucunda açığa çıkan sıkıntılar, işsizlik, zam, güvencesizlik gibi işçi ve emekçilerin yaşamını direkt etkileyen bir gerçekliği açığa çıkarırken; bu ve benzeri problemlerin üstünü kapatmak için, bizzat emperyalist ve kapitalist sistemler tarafından ırkçı ve ayrımcı politikalar devreye sokulmaktadır.
Bu yaşanan krizin faturası her zaman olduğu gibi işçi ve emekçilere çıkarılmaktadır. Yaşanan bu durumdan rahatsız olan işçi ve emekçilerin gelişebilecek hareketinin önüne geçmek isteyen kapitalist ve emperyalist sistemler, özellikle Kovit-19 Pandemisini bahane ederek demokratik hak ve özgürlükleri kısıtlayan birçok yasa ve uygulamayı bu süreçte çıkardı. Bu süreçte demokratik haklara yönelik birçok saldırı gerçekleştirildi.
İsviçre devleti’de son yıllarda Batı Avrupa’da islamist terör saldırılarını bahane ederek “anti-terör” yasasını çıkardı. Buradaki amaç islamist grupların çalışmalarını engellemekten çok, devrimci, demokratik, ilerici kişi, kurum ve partilerin çalışmalarını engellemektir. Bu haklı ve meşru mücadelenin önü alınmak ve bu mücadeleye öncülük edecekler de „terörist“ ilan edilerek „cezalandırılmak“ istenmekte, haklı talep ve mücadeleler „terörize„ edilmek istenmektedir.
Bu yasa kapsamında devlete ve devletin yönetim şekline karşı sergilenen muhalif tutumlar, muhalif eylemlilikler terör eylemi sayılmaya yetiyor. Herhangi bir «terör» amacı gütmeyen, ancak devletin temel yapılanmasına ve kurumlarına yönelik gerçekleştirilebilecek birçok «barışçıl» ve «yasal» eylemlilikler bile terörist aktivite olarak yargılanmaya mahkum edilebilecek. Yani bu yasa «terör» ile bağı olmayan faaliyetlerin dahi suç unsuru olarak kabul edilmesine zemin hazırlamış oluyor.
Bu yasanın yürürülüğe girmesinden itibaren, Polis herhangi bir kişiyi hiçbir mahkeme kararı (ev arama, yakalama vs.) olmaksızın, yeterince delillere sahip olmasa da şüpheli olarak göstererek, hedef tahtasına oturtup 6 aya kadar ev hapsi kararı verme yetkisine sahip oluyor. Veya delil olarak polisin bu kişi hakkında şüpheli raporu vermesi yetebiliyor. Ya da polisin bu kişinin gelecekte terör eylemleri yapabilecek potansiyele sahip olduğu görüş ve beyanı bile bu kişinin çeşitli yaptırım ve cezalara maruz kalmasına yetebilecektir. Bugüne kadar savcılığın ve mahkemelerin alanı kapsamında olan bazı yetkiler polise devredilmiş oluyor. Bu da, zaten hali hazırda gereğinden fazlasıyla yetkiye sahip olan İsviçre federal polisinin (Fedpol) yetki alanını genişletmektedir. Böyle bir genişletme keyfiyetçi gözaltı, tutuklama, ev hapisleri gibi birçok anti-demokratik uygulamanın önünü açacaktır.
Kısacası bu yasayla; Her muhalif birey bir terörist olarak sınıflandırılarak, keyfiyetçi polis uygulamalarının dozajı ve yetkileri artırılmış olacak.
Polise savcının ve hakimin/mahkemenin yetkileri verilmiş olacak.
12 yasındaki çocuklar bile bu yasa kapsamında katı uygulamalara maruz bırakılmak isteniyor.
Polis Yasası insan haklarını çiğneyen, anti-demokratik uygulamalar içeren ve muhalif kesimlerin üzerinde baskıyı arttırmayı hedefleyen gerici, baskıcı anti-demokratik bir yasadır.
Kazanılmış hak ve özgürlüklerimize ciddi bir saldırıyı beraberinde getiren bu yasaya karşı çıkmak, dayatmaları ve keyfi uygulamaları kabul etmeden, bunlara karşı tüm ilerici, devrimci güçlerin birlikte hareket etmesi gerekmektedir.
Polis Devleti Yasasına HAYIR!
Anti-demokratik uygulamalara son verilsin!
İsviçre Türkiyeli İşçiler Federasyonu – İTİF
Mayıs 2022