Sömürüsüz, sınıfsız bir dünya yaratılma mücadelesinin teorisyeni ve pratik uygulayıcısı, proletaryanın iktidar olma idealini pratik bir gerçeklik haline getiren, enternasyonal proleteryanın büyük ustası ve dünya ezilenlerinin mücadelerine eşsiz katkıda bulunan ve deneyimleriyle yol gösteren 17 Ekim Devriminin önderi V. İ. Lenin 21 Ocak 1924’de hayatını kaybetti.
Almanya’da komünistlerin de içinde yer aldığı SPD içinde reformist, çoğu zaman teslimiyetçi yaklaşımlara tavizsiz bir tutum takınan, Lenin’in çağrısıyla, “Vatan Savunması” kılıfıyla Birinci Dünya Savaşı’nda emperyalistler arası savaşta saf tutan “solculara” ve onların dünya devrimine olan ihanetlerine karşı tavır alan, dünya üzerinde emperyalist barbarlığın sonucu işçi sınıfında oluşan devrimci uyanışa önderlik eden Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht, Alman tekelci burjuvazisinin resmi uşakları tarafından 15 Ocak 1919 tarihinde katledildiler.
Ölümünden bir gün önce Rote Fahne (Kızıl Bayrak) gazetesindeki son yazısında ‘‘Kum üzerine kurulu sizin düzeniniz. Devrim daha yarın olmadan yine doğrulacaktır ve sizleri dehşet içinde bırakıp şunu haykıracaktır: Vardım, Varım, Var olacağım‘‘ diyen, yaşamını proleteryanın ideallerini gerçekleştirmeye adamış, işçi ve emekçilerin direnişlerinin önderliğini yapmış, devrimci mücadelenin en ön saflarında yiğitçe savaşmış Rosa, kadınlara kendi sloganlarını yaratmasını sağladı. Dünya devriminin büyük önderlerinden devralınan miras bugün Polonya‘da kürtaj yasasının iptali için yapılan eylemlerde, İran’da ‘’ Yolsuzluğa, yoksulluğa ve diktatörlüğe’’ karşı protestolarda, faşist molla rejimine geri adım attıran kadın ayaklanmalarında, Ortadoğu’da, Latin Amerika’da kadın kurtuluş mücadelerinde cisimleşmektedir. Ayrı coğrafyalarda emperyalist işgale ve kapitalist sömürüye karşı kadınların mücadelesi, tarihsel miraslarının yarattığı birikimle güçlenmeye devam edecektir. Çünkü, sistemin asırlardır sömürdüğü, köleleştirdiği, nesneleştirdiği kadının, devrim ve özgürlük bilincini nasıl kuşanması gerektiğini Rosa Lüksemburg, kadın mücadelesini sosyalizm perspektifiyle ele alarak, bize gösterdi, göstermeye devam edecek.
Sınıfsız, sömürüsüz ve savaşların olmadığı, kadının eşit ve özgür olduğu bir gelecek, ancak Lenin, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’in yaşamlarını adadıkları düşüncelerin hayat bulması için mücadele edilerek kurulabilir.
Mor-Kızıl Kolektif aktivistleri olarak, Lenin, Rosa ve Karl’dan bugüne uzanan bu görkemli mücadele tarihini selamlıyoruz ve kadının ve insanlığın eşitlik ve özgürlük mücadelesinde Rosa’nın şiarıyla yürüyoruz !
VARDIK VARIZ VAROLACAĞIZ !
LENİN, LUXEMBURG, LIEBKNECHT ÖLÜMSÜZDÜR !
MOR-KIZIL KOLEKTİF
Ocak 2021