Avusturya`da Emekçiler Uyarı Grevlerine Başladı
Avusturya ekonomisinin sosyal alanında ki toplu sözleşme görüşmeleri 5’ci turda da (toplamda 15 saatlik görüşme)işveren ile anlaşılamadığı için, iptal edildi ve zarlar düştü; Avusturya çapında yaklaşık 100.000 kişinin çalıştığı sektörün işvereni olan yüzlerce kuruluşunda 15.02. +16.02.2018 tarihlerinde 3 saatlik uyarı grevleri gerçekleştireceği kesinleşti.
Toplu sözleşmelerin 4. cü ve 5. ci turları öncesinde bu alanı temsil eden sendikalar, GPA/djp ve Vida, önce 18.01.2018 tarihinde Avusturya çapında bu sektörde işçi temsilcisi olanları bir konferansla toplayarak ilk etapta 4. Turda anlaşılamaz ise ilk adım olarak taleplerini sokağa taşıyacağını kararlaştırdı ve böylelikle iş saati esnasında, açık alanda işci toplantısı adı altında 25.01.2018 tarihinde bir 3000 çalışanın katıldığı bir yürüyüş düzenledi. İşçi temsilcileri konferansında alınan diğer bir karar ise, buna rağmen anlaşılamaz ise uyarı grevi gerçekleştireceği olmuştu. 5 tur da da görüşmeler kesilince sendikalar bu hafta başında grev için yeşil ışık almak için devletin ilgili kurumlarına başvurularını yapmıştı.
Bu sektörde çalışanları temsil edenlerin baş talebi haftalık 38 saatlik iş saatinin 35 saate indirilmesi, diğer bir talep ise elbette işverenin teklif ettiği 2,25 (=Avusturyada ki Enflasyon)değil de, adil olan bir zam, özellikle de bakım mesleklerinde ki çalışanlar için. Sosyal ve Sağlık hizmetleri sektörü, emekçilerin Avusturya`da en düşük ücretleri aldığı iş sektörlerinden birisi durumunda. Özellikle sağlık hizmetleri veren emekçilerin yanısıra tüm sektörde iş saatinin haftalık 38 saat olması emekçiler üzerinde psikolojik ve fiziksel bir çok sorunu beraberinde getirmektedir. Bilimsel araştırmaların yanısıra, bu branşta çalışan yüzlerce emekçinin yaşadıkları ve beyanları baz alındığında alanda haftalık 32 saat`den fazla çalışmanın bir dizi sağlık sorunu olmak üzere psikolojik olumsuz etkilerde beraberinde getirdiği bilinmekte. Bu anlamda uyarı grevinin en temel iki talebi ücretlerin yükseltilmesi ve haftalık iş saatinin 35`e indirilmesi.
Bugün ve yarın Avusturya çapında devam eden uyarı grevlerinde toplamda binlerce çalışan yer almakta. Grevleri gerçekleştiren kurumlar arasında ATIGF ve KOMintern aktivistlerinin de çalıştığı ve aktif olarak bu grevlerin organizasyonunda yer aldığı kurumlarda yer almakta. İşyerlerinde ki çalışanların mücadele ruhu bir hayli gelişkin ve eğer işverenler bu durumu doğru bir rotaya sokmazlar ise, mücadele çeşitleri artacağına işaret etmekte. Avusturya genelinde yaklaşık 100 iş yerinde uyarı grevini sosyal ve sağlık hizmetlerinde çalışan emekçiler 5 kere yapılan toplu sözleşme görüşmeleri sonrasında taleplerinin işverenler kurumu tarafından karşılık bulmamasına tepki olarak gerçekleştirmekte. İki hafta sonrasına tekrardan daha uzun sürecek olan grev kararları alındı.
Peki du durum Avusturya işçi sınıfı mücadelesi açısından neden bu kadar önemli? Tarihten bize aktarılan, ilk greve çıkan işçilerin piramitlerin yapımında çalışıp ücretlerini alamayan işçiler olduğudur. Daha sonraları ‘’Mavi Pazartesi’’ olarak bilinen göçmen işçi grevleridir. Yani tarihten günümüze kadar işçiler grev silahını kullanmakta. Marx ve Engels, dönemlerinde grev mücadelesi için şöyle demiştirler “Grev birincisi küçük bir savaştır ve ikinci olarak da kapitalizme karşı mücadelenin ön hazırlığıdır! Sınıf kendi içinde, sınıf kendi için!”.
Fakat kapitalizm grevleri kriminalize etmeye başladığından sonra, örneğin Almanyada greve gidene ölüm cezası verilmekteydi veya grev 1867 e kadar Avusturya`da yasaktı ve 1870 den itibaren de tolere ediliyor, sınıf antagonizmasının mücadele etmesine müsaade etmek tolere etmek anlamı taşımakta. Yani bir grev ‘’hak’’ olarak yok, 1962 sonrasında devlet grevi finanse etmiyor, fakat işçinin işçi mücadelesi yürütme özgürlüğü ve grev yapma özgürlüğünü tanıyor, yani işveren grevde bulunulan saatleri işçiye ödemiyor.
Bugün için Miting yapacağını duyuran sağlık emekçilerinin eyleminin yanısıra Viyana Sosyal İş fakültesinde eğitim alan öğrenciler dersleri iki günden beri boykot ederek fakülte amfisinde konuya dair siyasal ve sanatsal dayanışma çalışmaları yapmakta. On yıllardır grev deneyimi olmayan, iş bırakma eylemlerinin uzun yıllar önce istisnalar temelinde yaşandığı ve işçilerin iş yeri örgütlenmelerinin sendikal bürokrasinin uzlaşmacı politikaları ve kurumlarına teslim edildiği Avusturya`da sektördeki grevler İşçi sınıfının mücadelesine önemli deneyimler katacağa benziyor. İşverenlerin talepler etrafında bir anlaşmaya yanaşmaması durumunda eylemlerin açık alanlarda sürdürülmesi ve daha geniş katılımlar ile grevlerin uzayacağı değerlendirilmekte.